Demokrasi’nin Zayıflatılması ve Hak İhlalleri

Son yıllarda dijital özgürlüklerin sınırlandırılması, bireylerin ifade özgürlüğünü tehdit eden ciddi bir mesele haline geldi. Türkiye’de, BTK’nın Instagram’ı yasaklama kararı, bu bağlamda korkutucu bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Sosyal medya platformlarının yasaklanması, sadece bireysel hakları ihlal etmekle kalmaz, aynı zamanda bilgi akışını ve demokratik tartışmaları da engeller. Bu karar, toplumsal bir iletişim aracını hedef alarak, ifade özgürlüğünün daha da kısıtlandığı bir dönemi işaret ediyor. Dijital çağın getirileriyle uyumsuz bu tür yasaklar, toplumun demokratik değerlerine olan inancını zedeler ve bilgiye erişimin temel hakkını sorgulatır. AKP hükümetinin sosyal medya platformlarına yönelik uyguladığı baskılar, Türkiye’deki ifade özgürlüğü için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu bağlamda, Fahrettin Altun’un sosyal medya denetiminde üstlendiği rol, sadece hükümetin sansür politikasını değil, aynı zamanda demokrasiye yönelik kapsamlı bir saldırıyı temsil ediyor. Altun’un sosyal medya üzerindeki kontrol çabaları, hükümetin kendi politikalarını eleştiren sesleri bastırma ve toplumsal muhalefeti engelleme çabalarının bir parçası olarak değerlendirilebilir. Bu yaklaşım, hükümetin demokratik değerleri ve bireysel hakları göz ardı ettiğinin bir göstergesi olup, toplumun bilgiye erişim hakkını ciddi şekilde kısıtlamaktadır. AKP’nin ve Fahrettin Altun’un bu baskıcı politikaları, yalnızca özgür düşünceyi değil, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası arenada sahip olduğu itibarını da zedelemekte ve ülkeyi giderek daha kapalı bir yönetime doğru sürüklemektedir. Sonuç olarak, AKP’nin Instagram yasağı, hükümetin sosyal medya üzerindeki kontrolünü artırma çabasının ne kadar sınırlayıcı ve antidemokratik olabileceğini gözler önüne seriyor. Bu tür yasaklar, ifade özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkını ciddi şekilde kısıtlar, kamuoyunun serbestçe bilgi edinme ve tartışma hakkını baltalar. Dijital medya, demokratik toplumlar için kritik öneme sahip bir araçtır; bu yüzden, sosyal medya platformlarına yönelik bu tür müdahaleler, sadece bireysel özgürlükleri tehdit etmekle kalmaz, aynı zamanda toplumun genel bilgi akışını ve demokratik süreçleri de zayıflatır. Bu bağlamda, hükümetin sosyal medya üzerindeki baskılarına son vermesi gerekmektedir. Zira; Türkiye yasaklar değil, özgürlükler ülkesi olmalıdır.