Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

” O KOLTUKTA OTURMAYA HAKKINIZ YOKTUR SAYIN BAKAN” 

köylü, toprağımıza sahip çıkan, kör karanlıkta alın terini toprağadamlatan, soframızın

köylü, toprağımıza sahip çıkan, kör karanlıkta alın terini toprağa
damlatan, soframızın bereketi, sağlıklı nesillerin güvencesi ve eli öpülesi kıymetlimizdir.
Yirmi iki yılda 6 bakan gitti, şu anda yedincisi görev başında. Her bütçede de bakanların hikâye
hedeflerini dinlemeye devam ettik ve hâlâ da devam ediyoruz.
Temel hedef, tarımsal kalkınma ile tüketicinin ucuz ve sağlıklı beslenmesi, üreticinin, çiftçinin
ise zenginleşmesiydi. Yirmi iki yılın sonunda ne oldu?
Çiftçi sayısı 3 milyondan 2 milyona düştü, gayrisafi millî hasıla içerisinde tarımın payı yüzde
10’dan yüzde 5’lere geriledi, nüfus yüzde 30 artarken tarımın istihdamdaki payı yüzde 35’lerden
yüzde 14’lere düştü.
AKP’yle birlikte ilk kez Kurban Bayramı’nda kurbanlık hayvan ithal edildi, ilk kez başka bir
ülkede tarım arazisi kiralandı, etimizi, otumuzu, buğdayımızı, samanımızı yabancıdan alır hâle
geldik.
Yerli malını bitirdiniz, elin malına mahkûm ettiniz.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütüne göre kasımda dünya gıda fiyatları yıllık yüzde 5,7
artarken ülkemizdeyse tam yüzde 48,57 arttı. 2002 yılında çiftçi borçlarının millî gelire oranı yüzde 7
iken şu anda yüzde 48’lere çıktı.
Bu yıl TMO ekmeklik buğdayın taban fiyatını sadece yüzde 12 artırarak 8 lira 25 kuruştan 9 lira
25 kuruşa çıkardı. Arpa ise 3,5 artışla 7 lira 50 kuruş oldu.
Mazot yüzde 110, gübre yüzde 35 artmış, girdi maliyetleri 2’ye katlanmışken buğdaya
sadece yüzde 12 zam vermek hangi vicdana sığar Sayın Bakan, bunu size soruyorum; hangi vicdana
sığar?
(CHP sıralarından alkışlar)
Geçen yıl 1 kilo buğday satıp 1 tane ekmek alıyorduk, şimdi 1 kilo buğday satıp 1 bardak çay
içemiyoruz. Geçen yıl 1 ton buğday 375 litre mazot alırdı, şimdi 1 ton buğday 225 litre mazot alıyor.
Çiftçinin 150 litre mazotunu çaldınız Sayın Bakan, çiftçinin 150 litre mazotunu çaldınız. (CHP
sıralarından alkışlar)
Yirmi iki yılın sonunda tarımsal kalkınmayı başaramadınız, halkımızı ucuz gıdaya
ulaştıramadınız, çiftçimizi zenginleştiremediniz.

Yirmi iki yılda bunları beceremeyenlerin, kusura bakmayın ama o koltuklarda oturmaya
hakkı yoktur; yoktur yani. (CHP sıralarından alkışlar)
Toplulaştırma yapıyorsunuz, bu toplulaştırmada küçük arazi sahipleri mağdur, büyük arazi
sahibine rant elde ettiriyorsunuz. Kırklareli’nde, Lüleburgaz’da, Pehlivanköy’de, Pınarhisar’da,
Babaeski’de yapılan toplulaştırmalarda arazi sahiplerinin tarlaları küçülmüş, değerini kaybetmiş,
ekilmez hâle getirilmiştir.
Bu da yetmezmiş gibi, iki yıl üst üste ekilmeyen yatırım arazilerinin kiraya verilmesine ilişkin
bir de yönetmelik çıkardınız. Çiftçiyi toprağı ekemez hâle getirip sonra da ekemedi diye toprağını
rızası dışında elinden almak ne adildir ne de vicdanidir.
Sayın Bakan su kıtlığına işaret ediyor, diyor ki: “Ülkemiz su stresi altında.” Diyor, diyor ama
Kırklareli’deki eşsiz coğrafyada Istrancalar’da, Kaz Dağları’nda , Akbelen’de doğayla inatlaşıyor, su
kaynaklarını kurutuyor.
Yine, Sayın Bakan diyor ki: “Ormanlar ekonomik, ekolojik, sosyokültürel faydalar sunan
doğal bir kaynaktır.” Diyor ama
Bakanlığın verdiği izinlerle vahşi madencilik yapılıyor, ormanların kalbine de hançer
sokuluyor; sonra da dikilen fidan sayısıyla övünüyor.
Sayın milletvekilleri, artık dengeli ve düzenli beslenmeyi konuşamıyoruz bile.
Sorun artık açlık-tokluk sorunu hâline geldi.
Sorun, değişen iklim koşullarında gıda güvenliği sorunudur.
Toprak sürülmeden, çiftçinin yüzü gülmeden inanın, memleketin yüzü de gülmez.
Bir sonraki bütçede emin olun ki sizler yoksunuz.
Ben Sayın Bakanı istifaya davet ettim. Bir kez daha tekrar ediyorum:
Sayın Bakanınızı alın da, biz de kurtulalım, siz de kurtulun ama en önemlisi, köylü kurtulsun.