CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, 4 yıllık zorunlu lise eğitiminin 2 yıla düşürülmesiyle
ilgili açıklamalara sert tepki gösterdi.Eşitsizlik ve derin yoksulluk nedeniyle daha çok çocuğun işçileştirildiğini ifade eden Bankoğlu, zorunlu lise eğitiminin kısaltılmasına ilişkin “çocukları sermaye ve tarikat düzeninin kölesi yapmayı amaçlıyorlar” dedi.
ÇOCUK İŞÇİLİĞİ SADECE EĞİTİMDEN KOPARMADI, GÜVENCESİZLİĞİ DE ARTIRDI
Bankoğlu şunları söyledi:
“AKP’li yıllarda eğitim-öğretime yönelik kesintisiz, sistematik ve bilinçli şekilde saldırılar
yapıldı. Bu saldırılar sadece eğitimin, eğitici kadroların ve eğitim sisteminin bozulmasıyla
sonuçlanmadı; bir neslin geleceğinin karartılmasına neden oldu; işsizliği, yoksulluğu ve
eşitsizliği derinleştirdi; itiraz etmeyen, sorgulamadan biat eden, hurafelere veya komplolara
inanan bir nesil inşası hedeflendi. Eğitim sistemindeki değişiklikler, eğitimdeki dönüşüm
sadece eğitimle ilgili değildi; yandaş sermaye ve cemaatlerin talepleriyle yapılan bu
değişiklikler, AKP’nin rant düzenini ve dincileşme yoluyla politik hattını güçlendirmeyi
hedefledi. Bu gidişatın en önemli ve kapsamlı adım, 2017 itibariyle hayata geçirilen Merkezi
Eğitim Merkezi (MESEM) aracılığıyla oldu. Çocuk emeği, yedek işçi nüfusunun büyütülmesinin
bir aracı haline getirildi. Milyonlarca çocuk, “yaşam boyu öğrenme” bahanesiyle kayıt dışı,
kuralsız, uzun ve zorla çalıştırılmaya başladı. Bu durum 770’e yakın çocuğun tarım, sanayi ve
inşaat sektöründe iş cinayetlerinde hayatını kaybetmesine neden oldu. Çocuk işçilerin ücret
pazarlığı, örgütlenme hakkı olmadığı ölçüde ağır, tehlikeli ve yoğun emek gerektiren iş
yerlerinde uzun saatler boyunca düşük ücretlerle çalıştırılabilmenin yolu açıldı. Bu, çocukların
sadece eğitimden kopmasıyla değil; bir bütün olarak işgücü piyasasının daha fazla
esnekleşmesine, güvencesizleşmesine ve emeğin değersizleşmesiyle de sonuçlandı.
ÇOCUKLARI PATRONLARA KÖLE OLARAK SUNMAYI AMAÇLIYORLAR
Çeşitli sendika ve derneklerin “zorunlu lise eğitiminin kısaltılmasına” dair taleplerinin temel
amacı bu yönüyle AKP’nin yarattığı rant ve sömürü düzeninin devamlılığıdır. MÜSİAD’ın,
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen ile Maarif Platformu ve Medeniyet Enstitüsü adlı ne idüğü
belirsiz yapıların 12 yıllık zorunlu eğitime “dayatma” demesinin nedeni de budur. Milli Eğitim
Bakanı Yusuf Tekin de zorunlu eğitimin çok uzun olduğunu ve bunun yakında tartışmaya
açılacağını belirterek “Bu kadar uzun bir süre standart bir eğitime çocukları tabi tutmak
doğru olmayabilir” demiştir. Bu yapılar 12 yıllık zorunlu eğitimin “iş hayatına erken
atılmasının önünde engel olduğu”, “çocukların meslek edinmeleri ve yuva kurmalarını
engellediği” gibi çağ dışı gerekçeler ileri sürmüştür. Yandaş eğitim sendikaları da güya “saha
araştırmalarında” her kesimden eğitimin kısaltılması yönünde talep ve beklentilerin
olduğunu öne sürmüştür. İktidar tüm bileşenleriyle örgütlü ve bilinçli bir şekilde çocukları
sermaye-tarikat düzeninin kölesi haline getirmeyi hedeflemektedir. Böylece çocukları
bilimsel ve eşit eğitimden uzak tutmayı başaracak, lise eğitiminin “maliyeti” azalacak, daha
çok çocuk erken yaşta şiddetli yoksulluk içerisinde ucuz işgücü olarak yandaş patronlara“kullan-at” köleler olarak sunulacaktır. Bu, çok acımasız, insanlık dışı, çocuk haklarına
tümüyle aykırı ve emek düşmanı bir zihniyetin politik tutumudur.
DEVLETİN GÖREVİ ÇOCUKLARI AÇLIK İLE UCUZ İŞÇİLİK ARASINDA SEÇİME ZORLAMAK DEĞİL
Çocukların ve ailelerinin derin yoksulluk içerisinde bulunduğu, temel gıda ihtiyacını dahi
karşılayamadığı, yeni giysiler alamadığı, düzenli et, tavuk, balık tüketemediği bu gidişata karşı
mücadeleyi büyütmek sadece çocuklara ve çocuk haklarına sahip çıkmak değil, emeğe ve
aydınlık geleceğimize sahip çıkmaktır. Bir kez daha söylüyoruz, çocukların yeri şantiyeler,
inşaatlar veya sanayi değil; okuldur, oyundur. Muhtelif derneklerin erken yaşta evlilik veya
“erken yaşta yuva kurma” gibi süslü lafları birer safsata olmakla birlikte çağ dışı zihniyetin bir
tezahürüdür. Sosyal devletin görevi ise çocukları yoksulluk ile ucuz işçi olmak arasında seçim
yapmaya zorlamak değil; onlara adil, eşit, özgür bir ortam ve gelecek sunmaktır. CHP olarak
zorunlu eğitimi kısaltma amacıyla hiçbir düzenlemeyi kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz.”