Türkiye, sahte diploma ve unvan sahtekarlığını konuşurken, siber güvenliği sağlamakla
görevli Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı Bilgi Teknolojileri Kurumu’nun (BTK)
başkan ve başkan yardımcısının dahi imzası kopyalanmasına rağmen herhangi bir açıklama
yapılmadı. Denetimsizliği ve milyonlarca yurttaşın kişisel verilerinin yasa dışı platformlar
üzerinden satılmasına ilişkin dair iddiaları bir kez daha Meclis’e taşıdı ve Ulaştırma Bakanı
ile BTK’nın başkanını istifaya davet etti.
Bir çetenin üst düzey bürokratların e-imzalarını taklit ederek sahte diploma düzenlendiğinin
belirlenmesiyle ortaya çıkarken hükümet sessiz kalmayı tercih ediyor. Vatandaşlar sahte
diplomayla akademik unvan alanların kim olduğu ve hangi kamu görevlerinde yer aldıklarının
açıklanmasını beklerken, bünyesinde Siber Güvenlik Kurulu da bulunan kendi başkan ve
başkan yardımcısı dahi imzası kopyalandığı ortaya çıkan BTK da sessizliğe gömüldü.
“MİLLİ GÜVENLİK MESELESİ”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, sosyal medyada açık hesapları olan bazı kişi ve
grupların yasadışı bu işlemi gizlemeye hiç gerek duymadan adeta bir iş kolu olarak
sürdürdüklerini belirtti. Bu konuyu defalarca gündeme getirdiğini hatırlatan Karasu, “86
milyon vatandaşımızın kişisel verilerinin sanal platformlarda üç beş kuruşa satıldığını
söylediğimde, bakan ve yetkililer kulaklarının üstüne yattılar. Bu konuda suç duyurusunda da
bulundum. Ama takipsizlik kararı verildi. Açıktır ki bu konu aslında milli güvenlik
meselesidir. Ancak, sahte diploma çetesiyle, bir kez daha gözler önüne serilen bu konuda
bakan ve yöneticileri yine kulaklarının üstüne yatmayı tercih ediyorlar. Siber güvenliği
sağlamakla görevli olan, bu konuda bünyesinde kurulu dahi olan BTK’da sessiz. Üstelik
BTK’nın başkan yardımcısının dahi imzası kopyalanmış, herhangi bir açıklama yapamıyorlar.
Ulusal güvenliğimizin nasıl bir tehdit altında olduğu ortada. Ama bu konuda yetkili kişi ve
kurumlar susuyor! İnsanda bir parça utanma olsa istifa eder, ama o da yok!” diye konuştu. Bu
yaşananların bir sistem açığı olarak görülemeyeceğini vurgulayan Karasu, Ulaştırma
Bakanı’ndan özetle şu sorularına yanıt verilmesini istedi:
- “Yıllardır sosyal medyada, telegramda açık hesapları olan bazı kişi ve grupların
yasadışı bu işlemi gizlemeye dahi gerek duymadan adeta bir iş kolu olarak
sürdürmesine rağmen, bakanlığınız neden basiretsiz bir tutumu sergilemiştir? Bu
konuda bakanlığınızın aldığı önlemler nelerdir? - Sızıntı ve/veya veri açığı gerekçesiyle elde edilen verilerin yayınlandığı ve satıldığı
platformlar hangileridir? Verilere erişim sağlayan kullanıcılar tespit edilebilmiş
midir? Edilmiş ise bu kişiler hakkında hangi işlemler yapılmıştır? - Vatandaşın kişisel verilerini hukuka aykırı şekilde paylaşmasını, satılmasını sağlayan
sorgu panellerini engellemek amacıyla kullanılan dijital sistemler nelerdir? Bu
sistemlerin denetimleri hangi aralıklarla yapılmaktadır? Bu sistemlerin güvenlik
protokolleri hangi sıklıkla güncellenmektedir? - Bünyesinde, siber güvenlikle ilgili olarak kamu kurum ve kuruluşlar ile gerçek ve
tüzel kişiler tarafından alınacak önlemleri belirlemekle görevli Siber Güvenlik Kurulu
da bulunan, ancak kendi başkan ve başkan yardımcısının da e-imzasının kopyalandığı
da ortaya çıkan BTK’dan bu konuda herhangi bir açıklama yapmamış olmasının
gerekçesi nedir? Kurum, bu skandalı önlemekte neden basiretsiz ve yetersiz kalmıştır?
Daha önce kişisel bilgilerin sosyal medya mecralarında/ağlarında satıldığına dair
skandallar ortaya çıkmış olmasına karşın bakanlığınızın herhangi bir önlem almamış
olmasının sorumluları kimlerdir? Vatandaşın her türlü kişisel verisi ortalıkta dolaşıp
satışa sunulurken, yaşanan ihmalde sorumluluğunuz olmasına karşın, sizin ve ilgili
yöneticilerin istifa etmemesinin temel gerekçesi nedir?”