Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri Cezaevinde başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu olmak üzere çok sayıda kişiyi ziyaret etti. Cezaevi çıkışında açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, “Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nu, Belediye Başkanlarımız Sayın İnan Güney’i, Hakan Bahçetepe’yi, Kadir Aydar’ı, bir dönem milletvekilimiz, parti yöneticimiz Aykut Erdoğdu’yu, Parti Meclis Üyemiz Sayın Baki Aydöner’i, gazeteci Fatih Altaylı’yı, Sayın Yener Toruner’i, Sayın Livan Gül’ü, Sayın Erhan Bakay’ı, yine 100’üncü günde Saraçhane’de toplandıktan sonra metro istasyonundan gözaltına alınan değerli genç arkadaşlarımız Ahmet Fatih Demir’i, Civan Ozan Erkorkmaz’ı, Emircan Yılmaz’ı ve Ali Yıldırım’ı ziyaret ettim” dedi. Özel, şunları söyledi:
“DİĞER GENÇLERE GÖZDAĞIDIR”
“Yaklaşık 6 saat süren Silivri ziyaretimizin sonucunda bir kez daha büyük bir üzüntü ve utanç ile karşı karşıyayız. Sizin karşınızdayım. Ülkenin Ana Muhalefet Partisi Liderinin, ülkenin bir sonraki milletimiz takdir ederse Cumhurbaşkanı Adayının, gençlerin, belediye başkanlarının, parti yöneticilerinin yollarının bir toplama kampında kesişmesi kadar utanç verici bir durum yok. Öncelikle genç arkadaşlarımız için söylemek isterim ki 3 Eylül günü serbest kalacaklar. 3 Eylül günü 2911’e, toplantı ve gösteri yürüyüşü maddesine tutuklulukları sona erecek. Daha önce hiçbir sabıkası olmayan, hiçbir suçu olmayan bu arkadaşlar bundan en ağır cezayı alsalar da bir gün içeride yatmayacaklardı zaten. Buradaki yattıkları işte o güne kadar geçecek 50 gün, 60 gün Mussolini’nin ön infazıdır. Yani bu suçtan dolaylı daha yargılama yapılmadan diktatör Mussolini nasıl ön infaz yöntemine başvuruyorsa bugün yapılan iş de ön infazdır. Kendilerine cezalandırmadır, diğer gençlere gözdağıdır. ‘Bir daha mitinglere gitmeyin’dir. Eğer bu işliyor olsaydı, dün Üsküdar’da katılım rekoru kırmazdık. Aydın’da bütün Aydın orada olmazdı. Bir önce hafta yaptığımız ya da daha önceki haftalarda yaptığımız mitinglerde, Anadolu yakasında ya da Avrupa yakasında o ilçenin tarihinin en büyük mitinglerini yapıyor olmazdık. Gençlerin ailelerinden AK Partili olanlar CHP’li oluyor. Gençlerden bir tane mitinge geldiğinden dolayı, ‘Bir daha mitinglere gelmem, bir daha protesto etmem, şikayete katılmam, ben bu işlere karışmam’ diyen kimse yok. Ne burada, ne geçmişte, ne 301 tane arkadaşı burada tuttular. Biz her geçen gün biraz daha moral bulup, kalabalıklaşırken meydanlar ve saflar, Sayın Erdoğan ve görevlendirdikleri yalnızlaşıyor ve dizleri titriyor. Şimdi o dizi titreyenlerin, AK Toroslar çetesinin ne acz içinde olduklarını görüyoruz. Şimdi geçmişte, ‘İftira at’ diye çağırdıklarına, İBB’ye, şimdi ya işte bu meselelerde savcılarla doğrudan bir bağ kurulmaması, bu ifadelerin kullanılmaması, savcıların da haberi olmayabilir. Her bunu söyleyen avukata acaba inanmak mı lazım filan… Ama bir diğer taraftan da bu yöntemle aldırdıkları ifadeler, iftiranameler elde ve iddianameye bağlanmaya muhtaç.”
“İFTİRANAMELER ELLERİNE, AYAKLARINA DOLANDI”
“İşte şimdi AK Toroslar çetesinin çileli günleri başladı. Hadi bakalım yaz iddianameyi. Hem Devlet Bey diyor ‘Yazılsın iddianame.’ Zaten bu kadar zaman geçiyor bütün toplum iddianame bekliyor. Hadi o iftiranamelerden bir iddianame yazın da görelim bakalım. Güya biz 30 gün içinde insan içine çıkamayacaktık. Çıktığımız her meydanda 100 binlerle buluşuyoruz. Her birimizin morali bir diğerimize güven veriyor. Ama iftiraları, yandaş avukatlarla parası olandan para da talep ederek, bazısına da sadece iftira attırarak, topladıkları iftiranameler ellerine, ayaklarına dolandı. Hele hele içeriye yani Türkiye’den kaçarken, Yunan Adasına giderken yakalanıp da Silivri’ye koyamadıkları var. Ev hapsinde tuttukları… Onu Silivri’ye koysalar, ‘Arkadaş Özgür Özel’in bahsettiği dekont, o dekonttan gelen para, sadece ben de mi’ deyiveresiye, her şey anlaşılacak. Bunu buraya koysa konuşacak. Konuşmayı içeride, ev hapsinde tutulduğunda da tarihin en büyük çelişkisini nasıl örtbas edecek? Ayaklarıyla giden Ekrem Başkan’ın avukatına, Mehmet Pehlivan’a 1,5 saat kapıda bekletip ifade için, ifade alıp ‘Senin kaçma şüphen var’ denilen Mehmet bir yanda, Yunan Adasına kaçarken yakalanan aracı avukat, aparat avukat, savcının tuttuğu avukat Mehmet ev hapsinde. Bir Mehmet’e baroya sormadan, Adalet Bakanlığı’ndan izin almadan tutuklama, öbür Mehmet’e ya da Mücahit’e izin alarak işlem başlatma. Bir tarafta üst sınırı 4 yıl olan suçtan tutuklu Mehmet Pehlivan, bir tarafta üst sınırı 7,5 yıl olandan ‘tutuklama yasağı var’ Mehmet. Alsana Mehmet’i içeri. O saçını toplayan, aklını başına toplamayana söylüyorum. Alsana bakalım o Mehmet’i içeri. Alamıyorsun, alacak tarafların ağrıyor. Neden? Alırsan konuşacak. Hadi alın içeride tutuklu tutun bakalım, ne olacak o Mehmet’ten? İddia ediyorum, yakında ev hapsini bile bırakacak. Ayrıca ev hapsinde tuttuklarının İstanbul’un restoranlarında fink attığını da biliyoruz. Gazeteci olursa, bir karış dışarı çıkınca öten alet, İstanbul’da millete restoran restoran randevu yeri belirleyen, onlarla görüşen, milleti yemeğe memeğe davet eden güya adli kontrollü, ev hapsinde olan insanlar…”
“AK TOROSLAR ÇETESİNE MEYDAN OKUYORUZ”
“Bu iş bu vakitten sonra çok zorlar sizi. O avukatla aradaki isimleri, misimleri, hepsini de biliyoruz. HSK’ya verdiklerimizi verdik ama esas böyle o isimlerin üzerine gidilip gidilmeyeceğini biliyoruz. O aklını başına toplamayanın, bazı hesap hareketlerinde ıcığı cıcığı sorarken, 4,5’u nasıl atladığını biliyoruz, neden atladığını biliyoruz. Onun hangi devlet bankasında kime teslim edildiğini, onun nereden nereye gittiğini biliyoruz. O yüzden göreceğiz bakalım, AK Toroslar çetesini dağıtmaya ne zaman cesaret edecekler? AK Toroslar çetesi dağıtılmadıkça, kendi gücünü tahkim etmek için ‘İddianameyi yaz’ diyen Devlet Bahçeli’ye had bildiriyor. ‘İddianameyi yaz’ diyen Devlet Bahçeli’nin yakın arkadaşı Selahattin Beyi alıyor içeriye koyuyor. Sabah Gazetesine bu manşetleri kim attırıyor, bu yayanları kim attırıyor? Suçsuz günahsız arkadaşlarımız Allah’tan, hepimiz tarafından önerilen bir şeyi yapıyorlar. Size gündüz, gece, gece yarısı, kim gelir, bir hukuksuzluğa teşvik ederse bunu kendi avukatınız kanalıyla kayda geçirin ve bildirin diyoruz. O sayede işte Fatih Keleş, kendisine gelen, ‘İftira at’ diyen, ‘Rüşvet veremiyorsan, paran yoksa senin yerine bunu Adem verecek’ diyenler, ‘Bunu yapmazsan bir azmettiriciliğe bulaşacaksın’ deyince bunu hemen tutanak altına almasa, kumpası kurmuşlar, Sabah Gazetesine senaryoyu vermişler. Sabah Gazetesi o senaryo ile ‘Efendim filanca kişiyi öldürmek için bu azmettirmiş.’ Söyleyen kişiyi sorguladınız mı? Yok. ‘Beni öldürteceklerdi’ diyeni sorguladınız mı? Yok. Aracıyı? Yok. Gazeteciyi, sorun gazeteciye. Bu yalanı nereden buldun, kim servis etti, amaç neydi diye. O yüzden öyle bir noktadayız ki yani buradaki arkadaşların masumiyetlerine inanmaktan öte oradaki arkadaşların bu kadar kirli olabileceğini, bu kadar kötü olabileceğini, bu kadar suça bulaşabileceğini dört ay önce buralara gelirken bizler de açıkçası düşünmüyorduk. En son artık ailelere saldırma işleri yetmezmiş gibi ailelerini buraya getirip götüren şoförlere kadar musallat olan, ailelere yardımcı olan kişilere, masum kişilere, tertemiz kişilere yani ekmeğinin peşinde asgari ücretli şoförlere kadar musallat olup, ‘Size şirket kurdurdular mı’ ‘Yok.’ ‘Size para taşıttılar mı’ ‘Yok.’ ‘Hadi taşıttı de sana şunu yapalım.’ ‘Ağabey nasıl yalan atayım?’ ‘Hadi biraz da seni içeri atayım.’ Bu zulmün sonu gelecek. Teker teker bunların hepsi ortaya dökülecek. Buradan AK Toroslar çetesine meydan okuyoruz. Ne kadar kirli, kimlerle nasıl ilişkiler içinde olduğunuzu, her şeyi biliyoruz.”
“AK TOROSLAR ÇETESİ TUTUKLUSUNUZ”
“Bu devlet sizi dağıtmazsa, bu pisliği bu iktidar üstlenmeye devam ederse hesabı hep beraber verirsiniz. Sizden kurtulmaya karar verirlerse, yanlış yoldan derhal dönmüş olurlar. Ama AK Toroslar çetesine meydan okuyorum, meydan. Haydi yaz bakalım şimdi o iddianameyi. Haydi yaz. İtirafçılar birbirine girmişken, itirafçıların yandaş avukat baskısıyla yaptığı bütün ilişki ağları teker teker deşifre oluyorken, HSK’dakinden fazlası elimizde varken ve o birer birer görevlendirdiğiniz her bir avukatın teklif ettiği usulsüzlükler ortadayken, yaz da göreyim iddianameyi. Yaz iddianameyi göreyim bakalım. Önünden ne çıkacak, arkasından ne çıkacak? Neyi nereye bağlayacaksın? O salonda suçsuz masum arkadaşlarımız mı yargılanacak, AK Toroslar çetesi mi yargılanacak hep birlikte göreceğiz bakalım. Hodri meydan. Yiğitseniz yazın iddianameyi. Yazabiliyorsanız yazın iddianameyi. Devlet Bey diyor ‘Yazın iddianameyi göreyim.’ Herkes diyor ‘İddianame yazılsın göreyim.’ Ben de diyorum ki ‘Yazamıyorsunuz.’ O kadar çok yalana, iftiraya, kire, pisliğe, çirkin ilişkilere bulaştınız ki o kadar çok ‘Her güç elimizde, bu güçten kendimize de şunu devşiririz’ dediniz ki ‘Bize bir şey olmaz’ dediniz ki bizi kolay lokma sandınız ki, ‘İnsanların hepsi korkacak, sinecek, iftira edecek, bir şekilde bu işler çözülür dediniz’ ki aha da karaya oturdunuz. Daha da kıpırdayacak yeriniz yok. Tutuklusunuz AK Toroslar çetesi, tutuklusunuz. Odalarınızda tutuklusunuz. Uyuyamayacağınız yatak odalarınızda tutuklusunuz. Evinizde uyuyamayıp da gidip mutfakta dört döndüğünüz yerde tutuklusunuz. Adliyedeki odalarınızda tutuklusunuz. İnsan içine çıkamayacak durumdasınız, kabloları bağlayamayacak durumdasınız, bu suçun içinden sıyrılamayacak durumdasınız. Ben de teker teker her birinizi takip etmeye, sonuna kadar hesap verdiğiniz güne kadar ensenizde olmaya devam edeceğim. Gerçekten adalet sağlanmadan sizin peşinizi bırakan namerttir. Bu kadar net söylüyorum.”
“ŞURADA İSRAF ETTİĞİMİZ NEFESE DEĞER Mİ?”
CHP Lideri Özel, Ekrem İmamoğlu’nun son açıklaması hakkındaki görüşlerinin sorulması üzerine şu yanıtı verdi:
“Aynı kanaati paylaşıyorum. Türkiye’de aklı başında herkes aynı kanaati paylaşıyor. Bu konuda çok net bir şey var. Türkiye’de bir terörsüz Türkiye süreci yaşanacak ve o terörsüz Türkiye sürecinde örneğin işte terör örgütü silah bırakacak ve bununla ilgili birtakım yasal düzenlemeler yapılacak. Bu sırada bu cezaevinde mesela Ekrem İmamoğlu o davanın o kısmından, yani o davadan tutuklu değil ama o davadan tutuklu arkadaşlarımı ben bugün ziyaret ettim. 10 tane belediye meclis üyesi, ikisi belediye başkan yardımcısı. Efendim kimi geçmişte DEM kökenliymiş veya bunları biz belediye meclisine yazmışız da bu suretle Kürtlerden oy alıp onları yönetime sokmuşuz. Açık açık söyledik. Açık açık Türkiye İttifakı dedik, Şişli İttifakı dedik. DEM Parti buna Kent Uzlaşısı dedi. Biz dedik ki ‘DEM Partinin kendi parti meclisi kararında Kent Uzlaşısı.’ Diyorlar ki ‘Temiz, dürüst, kente karşı suç işlemeyecek, Kürtleri yok saymayacak belediye başkanlarına oy veririz.’ Eyvallah. Oylarına talibiz. Ama bizim listemizde örneğin Kürt bir kanaat önderinin, Kürt bir siyasetçinin veya geçmişte DEM Parti’de siyaset yapmış birinin oyu DEM Parti’den oy getirecekse başımızla, gözümüzle beraber. Ama benzer şekilde Milliyetçi Hareket Partisi’nden, AK Parti’den oy getirecek isimler de oluyor. Yeter ki kire bulaşmasın, suça bulaşmasın. O yüzden bunun genel adına da biz dedik ki Şişli İttifakı, İstanbul İttifakı. Şimdi buna iddianame yazdılar, tutuklu arkadaşlar var. Öbür taraftan Terörsüz Türkiye sürecinde işte ‘Acaba TCK’da hangi düzenlemeleri yapalım, infazda hangi düzenlemeleri yapalım, cezaevinden çeşitli örgütlü suçlardan yatanları nasıl çıkaralım. Yurtdışında olanları İskandinav ülkelerine nasıl yollayalım. Kim Süleymaniye’de kalsın kim bilmem ne yapsın.’ Bu konuşulurken Şişli’de Kürt kökenli, Kürt bir siyasetçiyi varıp da belediye meclisi listesine koymuşum. O da almış onu içeriye atmış. Bu çelişki değil mi? Bunun başını da Ekrem İmamoğlu diye nitelendiriyorsun. Bu çelişki değil mi? Bir de Türkiye birlik, beraberlik halinde oturup da terörsüz Türkiye’yi, terörün bitmesini, demokratik Türkiye’yi, Avrupa standartlarında bir demokrasiyi, hem Kürtler için hem Türkler için konuşması gerekirken, bu ülkede yaşayan herkes için konuşması gerekirken sen neler konuşuyorsun? Ben kendim her çarşamba içeride geçen 4-5-6 saatin veya perşembe, helali hoş olsun arkadaşlarıma. Helali hoş olsun partime. Ama şurada israf ettiğimiz nefese değer mi? Ne yüzden oluyor bunlar? O yüzden. Oysa bizim başka bir şey konuşuyor olmamız lazım. Türkiye’yi özgürleştirmeyi, zenginleştirmeyi, demokratikleştirmeyi, terörsüzleştirmeyi konuşacağımıza bunlara nefes tüketiyoruz. Bir de bizim seçmenimiz de ne diyor? ‘Bunlar size bunu yaparken siz nasıl bunlarla terörsüz Türkiye konuşursunuz?’ diyor. Şimdi biz de buna karşı yapıcı bir yerden, ‘O Meclis ve komisyon AK Parti’nin tapulu malı değil. Meclis milletin, biz anaları düşünüyoruz, Türkiye’yi düşünüyoruz, Türkiye’nin geleceğini düşünüyoruz’ diyoruz. Ama aksini söyleyen vatandaş haksız mı kardeşim? Haksız mı yani? O yüzden bu lüzumsuz işlerle Türkiye’yi meşgul etmek; Türkiye’nin barış, kardeşlik, birliktelik ve zenginleşme umuduna sabotajdır. Aynı fikirdeyim Ekrem Başkan’la.”
“AK PARTİLİ OLUNCA HAPİSTEN KURTULDU”
Özlem Çerçioğlu’nun ardından, CHP’den AK Parti’ye başka isimlerin de geçeceğine ilişkin iddialara yanıt veren Özel şu değerlendirmeyi yaptı:
“Arkadaşlar Özlem Çerçioğlu vakası ayrıksı bir vakadır. Buradaki insanlardan herhangi bir tanesi varıp da bir milim eğilmediler, böyle bir santim geri adım atmadılar. Özlem Çerçioğlu buradaki arkadaşların muhatap olduğu dosyaların fevkinde dosyaları olan, bize sorduğunda gözünün içine bakıp sordum. ‘Senin korktuğun bir şey var mı?’ ‘Korkuyoruz tabii’ diyor. ‘Peki hatan kusurun var mı?’ ‘Yok başkanım.’ ‘Yoksa arkandayım. Korkma’ dedim. Ama o korktu gitti. Çünkü biliyorsunuz bir iş CHP’liler yaparsa cezaevine, AK Partililer yaparsa ikili hukuk sistemi uygulanıyor. Aynı kişiyle, Aziz İhsan Aktaş’la bırakın çalışmayı, ondan aldığı arabaya ‘AK’ plaka takan Isparta Belediye Başkanı dışarıda, bizimkiler içeride. Onunla en çok çalışan ikinci belediye başkanı Kütahya Belediye Başkanı, Alim Işık, dışarıda. Bizimkiler içeride. Onunla en çok çalışan, hakkında 12 iddianame olan Özlem Çerçioğlu dışarıda. Normalde içeride olabilirdi. Gitti sığındı ve AK Partili olunca hapisten kurtuldu. Kendi meselesi bu. Bakın bugüne kadar bir kez ‘Özlem Çerçioğlu yolsuzluk yapmıştır’ demedim. Demem. Demem için görmem, bilmem lazım. İspatlanması lazım. Türkiye’de 3-4 firma var biri Aziz İhsan Aktaş. Her ihaleye giriyorlar. Hatta bazısına biri giriyor, öbürü girmiyor bilmem ne. Bundan dolayı suçlanacak olursa benim 87 ihale vermiş, AK Parti 300 tane vermiş. Bu kadar büyük bir haksızlık karşısında şey olmaz. Ama Özlem Çerçioğlu kendine güvenmek, cesaret göstermek, ‘Suçum yok, ispatlamayan namerttir’ demek yerine, namertliğe başvurup gidip ‘Beni alın, suçlamayın’ demeyi tercih etmiş. Özlem Çerçioğlu’na ‘Ya AK Parti’ye katılacaksın ya Silivri’de yatacaksın’ demişler. O da AK Parti‘ye katılmayı tercih etmiş. Durumu budur. Suçu ve günahı bilmem nesi bağımsız mahkemelerde ispatlanır.”
“NE BİLİYORSA AÇIKLASIN”
Özlem Çerçioğlu’nun iddialarına ilişkin konuşan CHP Genel Başkanı Özel, şunları söyledi:
“Yani buyursun açıklasın. Kuşadası falan bir iki şey söyledi. Eğer açıklayabileceği bir şey varsa, açıklasın. Ama kimseye kara çalmasın. Düne kadar iyi dediğine, ‘Beni İzmir’e Büyükşehir adayı yap, yerime bu arkadaşı Aydın’a yap’ dediği kişiye laf söylüyor. Bilgisi, belgesi olan her şeyi açıklayacak. Zaten AK Parti gibi bir organize kötülük örgütünün içine sığınmış. Ne biliyorsa açıklasın. Bizim korkumuz yok. Bu parti korkusuzların partisi. Ama kendinden emin olmayanların, korkanların ve o korkuyla birlikte parti değiştirenlerin durumunu Aydın’da meydan tetkik etti zaten. Allah kimseyi Özlem Çerçioğlu’nun durumuna düşürmesin. O meydanda konuşma yapıyorum, Konuşmam ‘Özlem istifa’ sloganlarıyla 1,5 saatte belki 50 kere kesildi. Arkada belediye binası, onu oturtanların hepsi onun istifasını istiyor. İğne atsan yere düşmeyecek Aydın tarihinin en büyük mitingi kendisine karşı yapılmış. O da Isparta’dan, Burdur’dan AK Parti ilçe yönetimlerini çağırıp belediyede ağırlıyor. Allah kimseyi onun düştüğü duruma düşürmesin.”
HABER: BÜLENT ERYILMAZ – SİLİVRİ İSTANBUL