Nöbetçi Eczaneler
Chp Genel Başkan Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz, yazılı basın açıklaması yaptı.
“Türkiye’de sağlık sistemine duyulan güveni temelden sarsan büyük bir skandal açığa
çıkmıştır. Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameyle birlikte, 39
şüpheli hakkında doktorlara ait elektronik imza cihazlarını çalarak kişisel verileri ele geçirme
ve sahte reçete düzenleme suçlamasıyla dava açılmıştır.
Skandalın Boyutları
• Çete üyeleri, doktorların e-imza cihazlarını çalarak, hastanelerde doktorları
oyalayarak e-imza cihazlarını ve şifrelerini ele geçirmiş, ardından bu cihazlarla binlerce sahte
reçete düzenlemiştir. Yaklaşık 585 bin kapsüllük uyuşturucu etkili ilaç alınarak dağıtılmıştır.
• Skandal yalnızca birkaç kurumla sınırlı değildir: En az 18 farklı hastanede e-
imza cihazlarının çalındığı ortaya çıkmıştır.
• Daha da vahimi, 2020 yılında vefat etmiş doktorların isimleriyle sisteme reçete
yazılması, hatta izinli olan doktorlar üzerinden sahte reçeteler düzenlenmesi, sağlık
sistemindeki dijital güvenlik açıklarının vahametini gözler önüne sermektedir.
Hukuki ve Etik Boyut
Bu olay yalnızca bir “sahtecilik” değil, aynı zamanda açık bir kişisel veri ihlalidir. Kamu sağlığı
gibi en hassas alanda işlenen bu suç, yalnızca cezai yaptırımla sınırlı kalmamalı; sağlık
sistemindeki tüm dijital altyapının güvenliği acilen gözden geçirilmelidir.
Toplumsal Etki ve Kamu Güvenliği
Bu skandal, halkımızın sağlık sistemine olan güvenini zedelemiş, sağlık emekçilerinin onurunu
da hedef almıştır.
• İlaçların kötüye kullanımı, hem bireyler hem de toplum açısından büyük bir
tehdit yaratmaktadır.
• Sahte reçete düzenlenmesi, uyuşturucu etkili ilaçların denetimsiz biçimde
piyasaya sürülmesine yol açarak bağımlılık, yasa dışı ticaret ve kamu sağlığı risklerini
büyütmektedir.
• Sağlık emekçileri, kendi isimleri ve mesleki itibarları üzerinden gerçekleştirilen
bu sahtekârlığın mağduru konumundadır.
Sorumlular Nerede? Sağlık Bakanlığı Ne yapıyor?
Bu skandalın ortaya çıkmasıyla birlikte akıllara şu sorular gelmektedir:
1. Sağlık Bakanlığı, e-imza cihazlarının güvenliği konusunda bugüne kadar hangi
önlemleri almıştır?
2. Hastane yönetimleri bu cihazların çalınmasına nasıl göz yummuştur?
3. Denetim mekanizmaları neden yıllarca çalışmamış, ölü doktor adına reçete
yazılmasına dahi engel olunamamıştır?
4. MASAK raporları ve eczanelerdeki stok uyuşmazlıkları ortaya çıkmışken, bu
eczanelerin ve örgütlü yapının sorumluları neden halen korunmaktadır?
Çağrımız
Cumhuriyet Halk Partisi olarak altını çiziyoruz:
• Sağlık sisteminde dijital güvenlik ve veri koruma en az tedavi kadar hayati bir
meseledir. Bu alanda yaşanan açıklar yalnızca sahtekârların değil, aynı zamanda yönetim
zaafının ürünüdür.
• İktidar, derhal bu skandalla ilgili tüm kamuoyunu bilgilendirmeli, sorumlular
hakkında şeffaf bir soruşturma yürütmeli ve sağlık emekçilerinin itibarı iade edilmelidir.
• E-imza cihazları, sağlık verileri ve ilaç takip sistemi yeniden yapılandırılmalı;
bağımsız bir denetim mekanizması oluşturulmalıdır.
585 bin kapsüllük ilaç vurgunu, yalnızca bir adli vaka değildir. Bu olay, sağlık sistemimizin
güvenliğinin çöküşünü ve dijital güvenlik ve veri korumanın ortadan kalktığını
göstermektedir. Bu rezaletin üstü örtülemez. Sorumlular yargı önünde hesap vermeli, sağlık
sistemimiz yeniden güvenilir ve şeffaf hale getirilmelidir.