CHP Genel Başkan Yardımcısı Atalar: “Zeytinlikleri maden sahalarına çevirmek açıkça halk düşmanlığıdır”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, zeytinlik alanların madenciliğe açılmasına imkan tanıyan düzenlemeye ilişkin, “Türkiye’nin zeytine, toprağa, suya ve üreticiye en fazla ihtiyaç duyduğu bir dönemde zeytinlikleri maden sahalarına çevirmek açıkça halk düşmanlığıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Atalar, yaptığı yazılı açıklamada, Antik Yunan’da barışın simgesi, Osmanlı’da ışığın ve şifanın kaynağı, Anadolu’da geçimin ve dayanışmanın adı olan zeytinin aynı zamanda dini ve manevi hafızanın da taşıyıcısı olduğunu belirtti. Bu topraklarda insanların binlerce yıldır bu zeytini bereketin, barışın, aydınlığın simgesi olarak gördüğünü, zeytinin halkın kültüründe, duasında ayrı bir yere sahip bulunduğunu ifade eden Atalar, şunları kaydetti:
“Kur’an-ı Kerim’de geçen ayetlerde, zeytin hem nurla hem de bereketle ilişkilendirilir. ‘Allah, göklerin ve yerin nurudur…’ diye başlayan ayette, bu nurun temsili, içinde kandil bulunan bir lamba olarak tarif edilir. O kandil, doğuya da batıya da ait olmayan, mübarek bir zeytin ağacından çıkan yağla tutuşturulur. Öyle bir yağ ki, neredeyse ateş değmese bile ışık verir. Bir başka ayette ise şöyle buyrulur: ‘O, zeytini ve narı; birbirine benzeyen ve farklı olan biçimlerde yaratandır… Meyve verince ondan yiyin, hasatta hakkını verin ama israf etmeyin. Çünkü Allah, israf edenleri sevmez.’
Bu sadece bir çevre suçu değil, kültüre ve emeğe karşı işlenen büyük bir haksızlıktır. Zeytine kıymak yalnızca toprağa değil, vicdana ve ortak hafızaya da kıymaktır. Zeytinlikleri madene açan bu düzenleme emeğe, üreticiye, doğaya, geçmişe ve yarına karşı işlenmiş bir suçtur. Ama bu suçu işleyenler bilsin ki sadece doğanın değil, hukukun da halkın da hakkın da karşısında duruyorlar. Zeytin ağacına göz dikenler, o ağacın gölgesinde büyüyen halkın hafızasını kazımaya çalışıyor. Bugün onu kökünden söküp yerine maden ocağı açmak sadece ağacı değil, o ağacın gölgesinde büyümüş binlerce yıllık bir yaşam biçimini yok etmektir.
“Zeytin ağacını kesen, sadece bir ağacı değil, bu halkın köklerini kesmiş olur”
Zeytinliklerin ‘taşınabilir’ olduğunu öne süren bu zihniyet, yerel ekonomiyi, kırsal yaşamı, toplumsal belleği ve kültürel çeşitliliği hiçe saymaktadır. Bu sadece maden açmak değil, halkın köklerine dinamit döşemektir.
Hasat zamanı, yalnızca emek değil, birlik demektir, bereket demektir. O sofraya konan zeytin, yalnızca gıda değil, halkın alın teri, hatırası ve duasıdır. Zeytinliği yok etmek, bu halkın sofrasına, türküsüne, geçmişine saldırmaktır. Yer sofrasındaki ilk lokma, zeytinyağına batırılan ekmek; halk müziğimizde, şiirimizde, dualarımızda yaşayan bir bellektir. Zeytinliklere uzanan her ruhsat, bu belleğe atılmış bir baltadır.
Bu yapılan sadece ekolojik değil, stratejik bir yıkımdır. Gıda krizinin eşiğinde olan bir dünyada zeytini yok etmek hem halkın gıda güvencesini hem de kırsal ekonomiyi dinamitlemektir. Biz CHP olarak bu ihanetin her adımının karşısında duracağız. Bu düzenlemeyi tanımıyoruz. Bu talan politikalarına geçit vermeyeceğiz. Ne zeytine ne bu toprağın evlatlarına dokundurmayacağız. Zeytin ağacını kesen, sadece bir ağacı değil, bu halkın köklerini, geçmişini, geleceğini ve inancını kesmiş olur. Zeytin yaşarsa bu ülke yaşar. Zeytin yanarsa nur söner. Zeytin kalırsa, gelecek kalır.”