Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ömer Fethi Gürer: “Hayvancılıkta İthalatçı Lobisi Yerli Üretimin Önünü Kesiyor” İddiası

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde’de besicilik yapan Nazmi Güçlü’yü çiftliğinde ziyaret ederek hayvancılıkta yaşanan sorunları dinledi.

Görüşmede, Güçlü,ithalata rağmen devam eden et açığı, artan maliyetler, azalan üretim ve çözüm bekleyen yapısal sorunları anlattı.

GÜRER: “İTHALAT DA ÇÖZÜM OLMADI”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin hayvancılıkta giderek derinleşen sorunlarla karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek, “Ülkemizde hayvancılıkta sorunlar bitmiyor. 16 milyon 800 bin büyükbaş hayvan varlığı görülmesine rağmen etteki açık devam ediyor. Ülkemizde dana eti ithalatı yalnızca 2023 yılında 18 kat artmış. Hayvan ve et ithalatı 2010 yılında başlamıştı ve hızla devam ediyor. O günden bu yana 11 milyon hayvan ithalatı yapılmış, 12 milyar dolar yurt dışına gitmiş ama bu soruna kalıcı bir çözüm bulunamamış,” diye konuştu.

Gürer, süt üretimi tarafındaki çöküşe de işaret ederek, “Ülkemizde halihazırda çiğ süt ve süt ürünleri işleme tesisi sayısı 2.465. Bu tesislerde süt üretimi sağlanıyor. Ancak son aylarda süt üretiminde düşüş yaşanıyor. Çünkü süt, maliyetin altında bir fiyatla alınıyor. Litresi 17 lira 15 kuruştan 18 lira 35 kuruşa çıkarıldı ama farklı bölgelerde sütün maliyeti 20 lirayı buluyor. Üretici de bu durumda hayvanını kesime gönderiyor.”

NAZMİ GÜÇLÜ: “BESİCİ PARA KAZANAMIYOR”

Niğde’de  babadan oğula tüm ailenin yıllardır besicilik yaptığını belirten Nazmi Güçlü ise sektördeki  sorunları  ifade ederek, “Yıllardır bu işi yapan biri olarak şu anda Türkiye’de hayvancılıkla uğraşanların mutlu olduğunu söylemek mümkün değil. Büyük bir sıkıntı var. Hem küçükbaşta hem büyükbaşta. Küçükbaş hayvanda maliyet çok yüksek. Bir üretici küçükbaş hayvanı 8-9 bin liraya alıyor, etlendirene kadar maliyet 12-13 bin lirayı buluyor. Kestirdiğinde ise 11.000 – 11.500 liraya, zarar ediyor,” dedi.

“Besicilerin finansman sorununa da var” diyen  Güçlü, “Faizler çok yüksek olduğu için öz sermayesi olmayanlar bankadan kredi çekiyor, bu da ek maliyet oluşturuyor. Faiz düşürüldü ama yine de çok yüksek. Küçükbaş ya da büyükbaş besiciliğe girenlerin çoğu iki yılda bu işi bırakıyor. Çocukluktan beri bu işi yapanlar bile artık çok büyük sıkıntı içinde. Çünkü hayvan maliyeti çok yüksekseldi,” şeklinde konuştu.

“100 BAŞ HAYVANIN MALİYETİ 13 MİLYON LİRA”

Niğde Merkezde Besicilik yapan  Nazmi Güçlü, büyükbaş hayvan besiciliğinde yaşanan maliyet artışını değinerek, “Bir dana almak 80-90 bin lira. 100 hayvan alındığında sadece alım maliyeti 9 milyon lira. Bunun yem, bakım gibi maliyetleriyle birlikte toplamda 12-13 milyon lirayı buluyor. Bu parayı hiç kimse verip de besicilik yapmaz. Devletin düşük faizli destek vermesi lazım.”dedi.

Güçlü, süt üretimiyle ilgili ise şu çarpıcı durumu aktardı:

“Soğuk süt fiyatı yükseldi ama küçük üreticiler hâlâ sütü 12-14 liradan satıyor. Yemin kilosu 17-18 lira, sütün kilosu 12-13 lira. Bu karşılamıyor. Çobanın maaşı 45-50 bin lira. Devletin bu maliyeti karşılaması gerekiyor. Damızlık hayvanlara daha fazla destek verilmesi lazım. Hayvanın yediği içtiği maliyetin en az %20-30’u karşılanmalı.” Dedi.

GÜRER: “ANAÇ HAYVANLAR KESİME GİDİYOR,”

CHP’li  Ömer Fethi Gürer, hayvan varlığındaki azalmanın en büyük nedenlerinden birinin, doğurganlık çağındaki hayvanların kesime gönderilmesi olduğunu belirterek, “Çoğu bölgede aracılar eliyle süt toplandığı için fiyat hâlâ 13-14 lira civarında kalıyor. Bir torba süt yemi 750-800 lira. Bu durumda süt hayvancılığı yapan para kazanamıyor. Diğer et ve hayvancılıkta da ithalata rağmen beklenen fayda sağlanamıyor. Yalnızca yıllık kaba yem ihtiyacı 71 milyon 278 bin 655 ton civarında. Yem sorunu var, ahır sorunu var. Veteriner, aşı, bakım, çoban, işçilik derken özellikle elektrik ve su giderleri de eklendiğinde ahır giderlerinde ciddi artış yaşanıyor. İktidar bu giderleri azaltmak için bir girişimde bulunmuyor. Et ve hayvan ithalatıyla piyasayı dengelemeye çalışıyor ama buna da yetişemiyor. Türkiye’de hayvan varlığı giderek azalıyor. Bu azalma ithalat ihtiyacını artırıyor. Azalmanın nedeni ise anaç hayvanların, yani yavrulama yapacak hayvanların bile kesime gitmesi,” diye konuştu.

NAZMİ GÜÇLÜ: “BEŞ YILDA 20 BESİCİDEN GERİYE 1-2 KİŞİ KALDI”

Hayvancılık yanında kasap olarak işyerleri de bulunan Nazmi Güçlü, hayvancılığın sorunlu bir noktaya geldiğini belirtti.Güçlü “Beş yıl önce bölgede 20 besici varken şimdi 1-2 kişi kaldı. Dişi hayvanlar kesime gidince 4-5 buzağı da o kesimle birlikte yok olmuş oluyor. Üretim olmadıkça hayvancılık kısırlaşıyor, azalıyor, fiyatlar yükseliyor, ithalat artıyor. Üretici bitiyor. Fiyat dengesizliği çok büyük bir sorun.”

“ET TÜKETİMİ GEÇEN YILA GÖRE %100 DÜŞTÜ”

Besici Nazmi Güçlü, ekonomik darboğazın tüketici tarafında da etkilerini gösterdiğini belirterek, “Kasaplık hayvan eti tüketiminde düşüş var. Geçen yıla göre bu yıl tüketim iş yerlerinde  %100 e varan düşüşler var.Geliri kısıtlı olan vatandaş et alamıyor. Emekliler, asgari ücretliler eti tüketemiyor.”

GÜRER: “ÇOBAN SİGORTASINI DEVLET ÖDESİN”

CHP’li Ömer Fethi Gürer, hayvancılığı yeniden ayağa kaldırmak için somut önerilerini şöyle sıraladı:

“Hayvancılık yapanların desteklenmesi gerekiyor. Başta çobanların sosyal güvenlik primi ödenmeli. Kırsalda hayvancılık yapan ailelerin, gençlerin ve kadınların sosyal güvenlik primi devlet tarafından karşılanmalı. Ahır giderlerine de destek verilmeli.”

“Hayvan aşıları artık ücretli. Daha önce ücretsizdi. Şimdi ücretli olması ek maliyet yaratıyor. İğnesi, ilacı, bakımı, çoban maliyeti, yem, saman, silaj… hepsi büyük bir yük. Saman şu anda Ton fiyatı 3.000-3.500 lira. Konya’da Yonca 9.000 liraya alınıp İzmir’de 13.000 liraya satılıyor.” Dedi.

KURBAN BAYRAMINDA SATILAN HAYVANLARIN YERİNE YENİLERİ KONULAMADI

Büyükbaş ve Küçükbaş hayvancılık yapan Nazmi Güçlü, hayvancılığın sürdürülebilirliği için devlet desteğinin zorunlu olduğunu vurgularken, “Bunun çözümü destekle olur. Çoban maaşına, sigortasına devlet desteği gerekir. Bu işi yapan insanlar geçimini bu işten sağlıyor. Azımsanmayacak kadar büyük bir nüfus hayvancılıkla geçiniyor.” ifadelerini kullandı.

Güçlü, bu yaklaşımın üretimi artırabileceğini ve dolayısıyla et arzının da artarak fiyatların dengelenebileceğini belirterek, Ancak mevcut ekonomik tabloda üreticinin nefes almasının imkânsız hâle geldiğini dile getiren Güçlü, “Şu anda besilik kaliteli bir dana 80-85 bin lira. Kasaplık yapan bir besici, kestikten sonra dana kuşbaşı eti Niğde’de 600 lira, koyun pirzolası 700-750 lira. Kurbanlıkla sattığı hayvanın yerine yenisini koyamadık, borcunu ancak ödedik. Yeni hayvan alacak paramız kalmadı.” dedi. Güçlü, ithal hayvan almadığını ancak bölgede ithal hayvan geldiğini  belirterek, “Beş yıl önce ithal hayvan besleyen daha fazlaydı, şimdi azaldı.” sözleriyle ithalatın dahi üretici için cazibesini kaybettiğine dikkat çekti. 

 “NAKLİYE, İŞÇİLİK, HER ŞEY YÜK”

Hayvancılıkla birlikte çiftçilik yapmanın artık zorunlu hale geldiğini belirten Nazmi Güçlü, maliyet zincirini şu sözlerle özetledi:

“Çiftçilik yapmadan hayvancılık yapmak zorlaştı. Nakliye maliyeti de büyük yük. Nakliye, işçilik, indirme-bindirme masrafları da eklenince maliyetler çok yükseliyor. Bu işi yapmak giderek zorlaşıyor. Hayvancılık her geçen gün daha da zorlaşıyor.”