CHP’li Türkan Elçi: “Toplumsal Barış, Bir Araya Gelen Birkaç Aktörün Uzlaşısından İbaret Değildir”
CHP İstanbul Milletvekili ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Üyesi Türkan Elçi, Diyarbakır Barosu Başkanı eşi Tahir Elçi’nin 28 Kasım 2015’te öldürülmesinin 10’uncu yılı dolayısıyla TBMM Genel Kurulu’nda gündem dışı söz alarak konuştu. Elçi, eşinin cinayetine ilişkin yargı sürecindeki eksiklikleri ve devam eden barış süreci bağlamında adaletin zorunluluğunu vurguladı.

Genel Kurul kürsüsünde konuşan Elçi, 10 yıldır devam eden süreci “10 yılın zulmü” olarak nitelendirerek, “Kameraların önünde işlenen bir cinayetin faillerinin korunduğunu, soruşturmanın ise yıllarca bilinçli şekilde geciktirildiğini” söyledi. Elçi, “Cinayetten 4 yıl 6 ay sonra kerhen açılan bir iddianameyle karşı karşıya bırakıldık” dedi. Yargılama sürecinde aile olarak baskıyla karşılaştıklarını belirten Elçi, mahkemenin taleplerini büyük ölçüde reddettiğini ifade etti.
Geçmişle yüzleşme en temel unsur
Konuşmasını, yürütülen barış sürecine dikkat çekerek sürdüren Elçi, bu süreçte adalet mekanizmasının güven vermesinin zorunlu olduğunu belirtti ve geçmişle yüzleşmenin önemine dikkat çekti: “Toplumsal barış gerçekten inşa ediliyorsa, eşimin cinayeti gibi sayısız faili meçhul dosyanın faillerinin bulunması ve adaletin tecellisi için yargı mekanizmasının üzerine düşeni yapacağına dair neden en ufak bir emare dahi görülmüyor? Sorunun çözümüne yargıdan başlanacağı, cezasızlık kültürünün son bulacağı, geçmişe yönelik arşivlerin açılarak geçmişle yüzleşileceği konusunda bırakalım bir taahhütte bulunmalarını, mevzu bahis dahi edilmiyor?”
Barış faili meçhul cinayetlerin bulunmasıdır
CHP’nin İmralı’ya gidilmesine dair kurulan komisyonda hayır oyu vermesine de değinen Elçi, kendilerine yönelik itirazları, hakaretleri ele alarak barışın kendileri için olan anlamını “Barış meselesine her aktör kendi zaviyesinden anlamlar yükleyip süreci o doğrultuda ilerletmek istiyorsa, biz de “barışı” eve hep dönecekmiş gibi birilerini bekleyen faili meçhul ailelerin acısını anlamak, şeklinde tanımlayacağız. Biz de “barışa” kayıp yakınlarının bir ömür vakfettiği adalet taleplerinin karşılanması, yok edilen aidiyet hislerinin onarılmasıdır diyeceğiz. Biz “barışı” geleceği inşa etmek için hiçbir kesimi dışarıda bırakmadan dünün karanlıklarının aydınlatılması için hep beraber yol yürümek olarak tanımlayacağız” dedi.
Karanlık linçlerle ve emrivakilerle susturulmaya çalışılıyoruz
Kamuoyunda CHP’nin komisyonda İmralı’ya gidilmesine hayır oyu verilmesi dolayısıyla artan tepkilere “Benim ve benim gibi binlercesinin aidiyet duygusunun ve adalete olan inancının nasıl yok edildiğini dile getirmeye, itiraz sesimizi yükseltmeye çalışırken –bu itirazlar birilerini rahatsız ediyor- olmalı ki, itham ediliyor, karanlık linçlerle ve emri vakilerle susturulmaya çalışılıyoruz” dedi. Barışın ancak adaletle mümkün olacağını vurgulayan Elçi, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Her türlü baskıya rağmen şiddetin nereden geldiğine bakmaksızın karşı durarak anayasanın, yasaların, evrensel sözleşmelerin uygulanacağı, seçme seçilme hakkımızın gasp edilmeyeceği, insan onuruna yaraşır bir ülke için çalışmalarımıza devam edeceğimizi, itirazlarımızı dile getirmekten imtina etmeyeceğimizi milletin çatısı altında bir kez daha yineliyor, ölülerini belki “bir gün döner” diye bekleyenleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”

