Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Bülent Eryılmaz
Bülent Eryılmaz

Paramız Pul ,Yarınlarımız Hayal Oldu …

Paradır bu; bazen değer kazanır, bazen de kaybeder. Ekonomilerde ulusal paranın değer kaybı o ülkenin mallarını uluslararası piyasalarda daha ucuz hale getirir, dolayısıyla teorik olarak ihracatı artırıcı, ithalatı azaltıcı ve cari işlemler açığını daraltıcı etki yapar. Bu etkisi nedeniyle ekonomi yönetimlerinin faydalanabileceği bir araç olarak görülür. Bazı dönemlerde ekonomi politikasını şekillendirenler tarafından dış açıkları kapatmak ve ihracata dayalı büyüme ile istihdamı artırmak için bir ilaç olarak da görülür. Ancak bu ilacın faydalarının yanı sıra yol açtığı ve bazıları oldukça ciddi olabilecek yan etkileri de vardır. Özellikle ulusal paradaki değer kaybı çok şiddetliyse yan etkileri de o ölçüde şiddetli olabilir.

Çünkü Türk Lirası’ndaki aşırı oynaklık ve sert düşüş:

– Eğer ülkedeki sanayi ithal girdilere bağımlıysa sanayi üretim maliyetlerini, dolayısıyla fiyatları artırır.

– İthalat fiyatlarını artırarak ve ucuzlayan yerli üretime talebi canlandırarak enflasyonu artırır.

– Enflasyon baskısını artırırken ileriki dönemlerde Merkez Bankası’nı da faiz artırımına zorlar ve bu da gelecekteki büyümeyi baskılar.

– Kamunun dış borç faiz ödemelerinin bütçedeki yükünü artırır; dolayısıyla bütçe dengesini olumsuz etkiler.

– Türk varlıklarının yabancı para cinsinden değerini azaltır; yani varlıklarımızı ucuzlatır ve yabancı alıcılara avantaj sağlar.

– Dolar bazında gayrisafi yurtiçi hasılayı aşağı çekici etki yapar; Türkiye ekonomisinin uluslararası sıralamadaki yerini düşürür.

– Kişi başına düşen milli gelir rakamını olumsuz etkiler; küresel ölçekte insanımızı fakirleştirir.

– Şirketlerin dış borç ödemelerinin kar-zarar tablolarındaki yükünü artırır; borçlu şirketlerin bilançolarını bozar.

– Şirketlerin borçluluk oranlarını artırır, dövizde açık pozisyonu olan şirketleri zorlar.

– Şirketleri dış kaynak kullanımından caydırır. İçerideki kısıtlı kaynaklara yoğunlaşmalarına neden olur.

– Kamu borçluluk oranını olumsuz etkiler.

– Psikolojik etki yapar; hane halkı, kreditörler ve yatırımcılar tarafından ekonomik zayıflık olarak algılanabilir; ülkenin risk algısını zayıflatır; yatırımcı ve tüketici güvenini olumsuz etkiler.

 Dolayısıyla başlıktaki “Türk Lirası’nın değer kaybına kayıtsız kalabilir miyiz?” sorusunun cevabı “Hayır, kalamayız” dır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER