Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Cumhur Uzun: “Topraklarımızın maden uğruna yok edilmesine razı değiliz”

CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, “Toprağımızı Vermiyoruz” mitingi öncesinde ANKA

CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, “Toprağımızı Vermiyoruz” mitingi öncesinde ANKA Haber Ajansı’na yaptığı değerlendirmede, “Biz Muğla’dam tüm Türkiye’ye sesleniyoruz: Temel haklarımızdan özellikle de temiz çevre ve yaşama hakkımızdan vazgeçmediğimiz gibi, topraklarımızın maden uğruna yok edilmesine razı değiliz. Bu sesin mutlaka duyulmasını ve bu ses üzerinde ülkemize sahip çıkılması gerektiğini bekliyoruz” dedi.

“Toprağımızı Vermiyoruz” mitinge katılan CHP Muğa Milletvekili Cumhur Uzun, ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.

Uzun, Muğla’nın çok özel bir coğrafya olduğunu dile getirerek, bu özel coğrafyanın korunması ve gelecek nesillere aktarılması gerektiğini söyledi. İktidarın bu güzel coğrafyaya gözü gibi bakması gerekirken, geçici ve ülkenin ihtiyacı olmadığı düşünülen madenler ve kömür nedeniyle enerji üretebilmek adına hoyratça saldırdığını ifade eden Uzun, buna ilişkin Parlamento’da yasanın çıkmaması için günlerce mücadele verdiklerini hatırlattı.

Cumhur Uzun, halkın bölge için ne anlam ifade ettiğini de orada dile getirdiklerini, “maden yasası” denilen ama aslında “talan yasası” olan ve özellikle Muğla’ya yönelik bu yasanın çıkarıldığını belirterek, bu “talan yasası”na ilişkin Anayasa Mahkemesi’nde dava açtıklarını hatırlattı.

“Topraklarımızın maden uğruna yok edilmesine razı değiliz”

Yöre halkının da giden toprağın geri gelmeyeceğini bildikleri için “Toprağımızı vermiyoruz” diye bir serzenişte bulunduklarını söyleyen Uzun, şöyle konuştu:

“Biz Muğla’dan tüm Türkiye’ye sesleniyoruz: Temel haklarımızdan özellikle de temiz çevre ve yaşama hakkımızdan vazgeçmediğimiz gibi, topraklarımızın maden uğruna yok edilmesine razı değiliz. Bu sesin mutlaka duyulmasını ve bu ses üzerinde ülkemize sahip çıkılması gerektiğini bekliyoruz. Özellikle buradaki tahribatın parça parça ilerlediğini görmek lazım. Önce kıyı talanıyla başladı. Kıyılarda ormanlık alanların öncelikle otel alanına yöneltilmesi, ormanlık alanların daraltılması gibi bir şey karşımıza çıktı. Daha sonraki aşamalarda bu bölgelerde bulunan mermer ocaklarının çok yaygın bir şekilde ruhsatlandırılması ile ortaya çıktı.

Son dönemde Akbelen’de önce ormanların kesilmesi, daha sonra insanların yaşam alanlarının bulunduğu, bahçelerin ve zeytin alanlarının bulunduğu yerlere ve sınır tanımaz bir boyuta gelmiş. Muğla’daki tahribatı görebilmek için 22 yıllık bu iktidar zamanında yapılmaya başlananları tek tek sıralamak gerek. Onların üst üste konulması halinde Muğla’da kendisine özgü doğasıyla, mavisiyle, deniziyle bu özelliklerinden her geçen gün uzaklaştırılıyor ve bu da maden uğruna yapılıyor. Oysa bu madenleri bir başka yerde işletmek çok mümkün. O nedenle Muğla’dan uzaklaştırılşması gerekenler Muğla’nın başına getirilmiş durumda, biz bu yüzden buna ses yükseltiyoruz. İktidara söylediğim şudur: Nasıl ki kendileri temiz bir çevrede yaşamak ve tatil yapmak istiyor, bu nedenle yöremize sıklıkla gidip geliyorlarsa aynı doğanın korunması onların bir ödevidir. Bu çevreyi korumak izi yönetenlerin ödevidir. Kendilerini ödevleri yapmaya davet ediyorum.”