Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Karadağ’da Türk Vatandaşlarına Yönelik Irkçı Saldırılar

Karadağ’da Türk Vatandaşlarına Yönelik Irkçı Saldırılar CHP Şanlıurfa Milletvekili Av.

Karadağ’da Türk Vatandaşlarına Yönelik Irkçı Saldırılar

CHP Şanlıurfa Milletvekili Av. Mahmut Tanal, Karadağ’da Türk vatandaşlarına yönelik ırkçı saldırılarla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde basın açıklaması yaptı.

Saygıdeğer basın mensupları. Bugün burada bir kavga değil ve bir insanlık suçunu konuşmak için toplandık. 26 Ekim 2025 gecesi Karadağ’da bir kafede yaşanan tartışma bir gecede nefret fırtınasına dönüştü. Bir yalan ve bir provokasyon bir halkı hedef haline getirdi. İddiaya göre iki Türk vatandaşı bir Karadağlı genci bıçaklamıştı. Henüz delil yoktu ve soruşturma yoktu. Ama nefret çoktan sokağa dökülmüştü.

“Türk’ü öldür” sloganlarıyla yürüyen kalabalıklar Türklerin dükkanlarını yaktı ve evlerini taşladı ve çocuklarını okula gönderemedi. Sokaklarda sadece öfke yoktu ve ırkçılık vardı. Podgorica’da Bar’da Kotor’da ve Herceg Novi’de Türkler hedef gösterildi. Sırp Çetnik grupları beyzbol sopalarıyla sokaklarda nöbet tuttu.
Türk çalışanlar işlerinden atıldı ve ev sahipleri Türk kiracılarını evden çıkardı ve marketlere gitmek bile tehlikeye dönüştü. Ve ne yazık ki Karadağ Başbakanı Spajić yargı süreci başlamadan Türk vatandaşlarına vize kararı açıkladı.
Bu adalet değil ve önyargının ta kendisidir.

Ama sonra gerçek ortaya çıktı. Bosna Sancak kaynakları görüntüleri paylaştı ve bıçak Türk’ün elinde değildi ve saldırgan Karadağlıydı. Masum insanlar günlerce gözaltında kaldı ve hakaret gördü ve aşağılandı. Bu olay artık bir adli vaka değil ve bir linç operasyonudur.

Ve biz şimdi şu soruyu sormak zorundayız.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları neden yalnız bırakıldı.

Viyana Diplomatik İlişkiler Sözleşmesi açık. Devlet yurtdışındaki vatandaşını korur.
Anayasamızın 62’nci maddesi açık. Devlet yurtdışında yaşayan Türklerin menfaatlerini korur.
Ama Karadağ’daki Türkler konsolosluk telefonlarına ulaşamadı ve büyükelçilikten tek bir açıklama gelmedi.
Devletin eli halkına ulaşmadı. Vatandaşlar kendi güvenliklerini sağlamak için WhatsApp destek hatları kurdu. Kimi dükkanının önünde nöbet tuttu ve kimi çocuğunu evde sakladı.

Ama aynı saatlerde Türk Büyükelçisi Cumhuriyet Balosundaydı. Vatandaş sokakta darp edilirken elçilikte müzik çalıyordu. İşte asıl utanç budur.

2 Kasım gecesi bir Türk kadını ev sahibi tarafından evine kilitlendi ve darp edildi ve tırnakları söküldü ve telefonu elinden alındı.
Ama o kadının yanında kim vardı.
Elçilik mi.
Devlet mi.
Hayır.

Yalnızca halk vardı ve yalnızca dayanışma vardı.
Vatandaşlar gece boyunca seferber oldu ve kadını kurtardı ve hastaneye götürdü ve karakola teslim etti. Bu olay insanlık onurunun devletten önce harekete geçtiği andır.

Saygıdeğer basın mensupları.
Karadağ’da yaşananlar sadece bir ülkenin iç meselesi değildir. Bu uluslararası hukuka ve insan haklarına ve diplomatik teamüllere aykırı bir durumdur.
Birleşmiş Milletler’in Irk Ayrımcılığının Önlenmesi Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 14 ve 17’nci maddeleri ve Avrupa Konseyi’nin Nefret Suçları kararları ihlal edilmiştir.

Karadağ hükümeti ırk temelli şiddeti önlemekle yükümlüdür ama görevini yerine getirmemiştir.
Aynı şekilde Türkiye Cumhuriyeti’nin diplomatik temsilcileri de kendi vatandaşına sahip çıkma görevini yerine getirmemiştir. Bu bir ihmaldir ve bu bir utançtır.

Buradan açıkça çağrıda bulunuyorum.
1.Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Karadağ hükümetine resmî nota vermelidir.
2.İki Büyükelçi hakkında idari soruşturma açılmalıdır.
3.Karadağ’daki Türk vatandaşları için acil kriz masası kurulmalıdır.
4.Mağdurların hukuki temsili devlet tarafından üstlenilmelidir.
5. Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bu konuyu derhal gündemine almalıdır.

Biz kimsenin düşmanı değiliz ve biz barıştan ve dostluktan ve adaletten yanayız. Ama kimse Türk halkını hedef gösteremez ve kimse Türk vatandaşına saldırma hakkını kendinde göremez.
Karadağ’da yaşanan bu ırkçı saldırılar insanlığın sınavıdır. Ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu sınavda halkının yanında durmak zorundadır.
Karadağ’da yaşanan bu utanç unutulmayacaktır.

Ne o gece Türk’ü öldür diyenler ne o sloganlara sessiz kalanlar ve ne de vatandaşına sırtını dönenler unutulacaktır.
Biz vatandaşına sahip çıkan bir Türkiye istiyoruz.
Biz insan onurunu koruyan bir devlet istiyoruz.
Biz seksen beş milyonun başı dik yaşadığı bir Türkiye istiyoruz.
Çünkü bu mesele bir diplomasi meselesi değil ve bir ulusun onuru ve bir devletin sorumluluğu ve bir insanlık meselesidir.
Teşekkür ederim.