Mahmut Tanal, 13 Ekim Dünya Afet Risklerini Azaltma Günü İçin Basın Bülteni Yayınladı
“Bugün, 13 Ekim Dünya Afet Riskini Azaltma Günü.
Bu gün, ülkelerin afetlere karşı ne kadar hazırlıklı olduklarını sorgulamak için bir fırsattır.
Ancak Türkiye açısından tablo ne yazık ki yine düşündürücü ve kaygı vericidir.
6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler, 11 ilimizde 53 bin 537
vatandaşımızın yaşamını yitirdiği, 107 binden fazla kişinin yaralandığı ve yüz binlerce
yapının yerle bir olduğu bir felakete dönüştü.
Bu acının üzerinden neredeyse iki yıl geçti. Peki, “Asrın felaketi”nden sonra ne değişti?
Ne yazık ki, yanıt ortada: Yine bilimi değil, ezberi dinliyoruz. Yine denetimi değil, rantı
görüyoruz. Yine insanı değil, imtiyazı koruyoruz.
Büyük İstanbul depremi, her geçen gün daha da yaklaşıyor. Uzmanlar açıkça uyarıyor; ancak
iktidar, deprem riskini öncelikli gündem yapmak yerine günü kurtaran politikalarla
oyalanıyor.
Yapı stoku hâlâ büyük ölçüde riskli, kentsel dönüşüm rantın gölgesinde kalmış durumda.
İstanbul gibi 16 milyonluk bir metropolde en küçük sarsıntıda bile telefon hatlarının çökmesi,
internet bağlantısının kesilmesi, iletişim sistemlerinin felç olması ise ayrı bir alarm zili
çalmaktadır.
Deprem sadece bina yıkmaz; ihmalin, hazırlıksızlığın ve sistemsizlik zincirinin tümüyle
çökmesine yol açar.
6 Şubat’ta yaşadığımız iletişim krizi, arama-kurtarma koordinasyonundaki dağınıklık, veri
paylaşımındaki eksiklikler hâlâ giderilememiştir.
Bugün İstanbul’da yaşanacak benzer bir tabloda milyonlarca vatandaşın birbirine, devlete,
sağlık ekiplerine ulaşamayacağı açıktır.
Oysa afet riskini azaltmanın yolu bellidir:
• Bilimi rehber almak,
• Denetimi siyasetten bağımsızlaştırmak,
• Kentsel planlamayı kamu yararı ekseninde yapmak,
• Afet yönetimini şeffaf, hızlı ve hesap verebilir hâle getirmek.
Afetleri “kader” diye kabullenmek, ihmali aklamak demektir.
Devletin birinci görevi, vatandaşının can güvenliğini sağlamaktır.
Yaşam hakkı kutsaldır, siyaset üstüdür.
6 Şubat’ta yitirdiğimiz 53 bin 537 canın ardından hâlâ aynı hataların tekrarlandığı bir düzende
hiçbir mazeret kabul edilemez.
Bilimden uzaklaşıp rantı rehber edinen anlayış sürdükçe, azalan afet riski değil, yurttaşın
devlete olan güvenidir. Bugün hatırlama değil, gereğini yapma günüdür.”