Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Özgür Özel’den rapor eleştirilerine yanıt

“Rapordan ziyade gözlüğün camıyla ilgili bir problem var”

"Rapordan ziyade gözlüğün camıyla ilgili bir problem var"

“Rapordan ziyade gözlüğün camıyla ilgili bir problem var”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CHP’nin süreç komisyonuna sunduğu rapora yönelik eleştirilere yanıt veren Özel, “Mesela ‘Kürt sorunu yoktur’ diyen partilerin, onların raporunu olumlayanların, ‘Kürt sorunu vardır ve demokrasiyle çözülür’ diyen CHP raporunu eleştirdiğini gördük. Burada hakikaten raporun kendisinden ziyade gözlüğün camıyla ilgili bir problem var.” dedi. Özel, Ekrem İmamoğlu’nun cezaevinde olmasının Cumhurbaşkanlığı adaylığına engel olmadığını vurgularken, farklı illerde düşen drone’lar ve Libya askeri heyetini taşıyan uçağa ilişkin yaşananları güvenlik zafiyeti olarak değerlendirdi ve “Bu şüphelerin ortadan kalkması lazım” dedi

CHP’nin süreç komisyonuna sunduğu rapora yöneltilen eleştirilere yanıt veren Özel, “Mesela ‘Kürt sorunu yoktur’ diyen partilerin, onların raporunu olumlayanların, ‘Kürt sorunu vardır ve demokrasiyle çözülür’ diyen CHP raporunu eleştirdiğini gördük. Burada hakikaten raporun kendisinden ziyade gözlüğün camıyla ilgili bir problem var” dedi.

Özel, Ekrem İmamoğlu’nun cezaevinde olmasının dahi Cumhurbaşkanlığı adaylığına engel teşkil etmediğini vurgularken, kendisinin bir adaylık iddiasının olmadığını söyledi ve “CHP’nin adayı Erdoğan’ın yenecek güçte olacaktır” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin farklı illerinde düşen drone’lar ile Libya askeri heyetini taşıyan uçağa ilişkin yaşananların ise ciddi bir güvenlik zafiyeti olduğuna işaret etti ve “Burada artık bir şüpheyi dile getirmek, komplo teorisyeni olmak değil. Bu şüphelerin ortadan kalkması lazım. Elmadağ’a bir drone gelmiş onu düşürmekle övünüyorlar. Onun buraya kadar gelmesi bir kere bir utanç vesilesi, övünç vesilesi değil” değerlendirmesinde bulundu.

Özel’in sözlerinden öne çıkanlar şöyle:

“RAPORDAN ZİYADE GÖZLÜĞÜN CAMIYLA İLGİLİ BİR PROBLEM VAR”

Raporları okurken bazı partilere pembe gözlükten bakıp, CHP’ye koyu bir güneş gözlüğüyle bakan bir anlayış var. Mesela ‘Kürt sorunu yoktur’ diyen partilerin, onların raporunu olumlayanların, ‘Kürt sorunu vardır ve demokrasiyle çözülür’ diyen CHP raporunu eleştirdiğini gördük. Burada hakikaten raporun kendisinden ziyade gözlüğün camıyla ilgili bir problem var. Bir tarafı fazla olumlayan, bir tarafı fazla kötümser bir bakış açısıyla irdeleyen bir yaklaşım var. Sonuçta CHP sorunun varlığını kabul ediyor ve demokratikleşme yoluyla çözülmesi gerektiğini söylüyor.

“ÖNCE SORUN ÇÖZÜLECEK, DEMOKRATİKLEŞME ARKASINDAN GELECEK’ ANLAYIŞI YANLIŞ”

Elbette sorunun çözümüne yönelik spesifik düzenlemelere ihtiyaç olunca, işte buna kimi özel yasa diyor, kimi özel kanun, düzenleme diyor, önemli olan burada önceliklendirme konusunda şu yanlış dilden vazgeçmek lazım. ‘Önce sorun çözülecek, demokratikleşme arkasından gelecek’ anlayışı yanlış. Bu muhalefetteki partiler açısından da muhalefetteki seçmen açısından da kaygılı seçmen açısından da güven veren bir şey değil. Bu yüzden ben iç içe bir süreç işletilmesi gerektiğini düşünüyorum. Demokratikleşme adımı atılırken düşünmek gerekir. Yani Kürt sorununu tüm boyutlarıyla çözmeye yönelik demokratikleşme adımlarının da iç içe atılması sürece güven verir. Bizim önerimiz peş peşelik değil, iç içelik ilkesi içinde meselenin çözülmesidir.

İMRALI ZİYARETİ HAKKINDA

Birincisi her şey öyle karar vermiyoruz, bir gözümüz bütün partilerin olduğu gibi kamuoyu araştırmalarında oluyor. Buna partinin oyu açısından bakmıyorum orada zaten istikrar kazandık. Adaya gitme kararını vatandaşın nasıl yorumladığı noktasında CHP’nin kararı başta kendi seçmeni olmak üzere seçmen genelinde de doğru bulundu. Hatta ilk başta komisyona girmemize olumsuz bakan bir grup daha sonra CHP’nin komisyona girmesini ve adaya gitmemesini doğru bulunduğunu bildirdi. İkincisi, sahadan milletvekillerimize ve bize gelen geri bildirimlerde de ‘doğru yaptınız’ mesajı veriliyor. Üçüncüsüne ise diğer siyasi partilerin tutum ve davranışlarıdır. Daha çok adaya gitme kararı alan partilerden sert eleştiriler geldi. Adaya gidip geldikten sonra CHP’nin tutumunun önemi ortaya çıktı. Süreç, bir partiden giden milletvekilinin bile inkar ettiği bir fotoğraftan, videodan bile imtina edildiği bir sürece dönüştü. Ben ‘Biz gelirsek ne fotoğraftan ne videodan çekiniriz. Gittiğimizi gizlemeyiz’ diye söylemiştim. CHP’nin bu sahici tutumu toplumda karşılık buluyor.”

CHP’NİN CUMHURBAŞKANI ADAYI KİM OLACAK?

Gazetecilerin “Erdoğan’ın karşısına aday olarak sizi istediği söyleniyor, bu konuda ne söylemek istersiniz?” sorusuna Özel şu yanıtı verdi:

“Ben Erdoğan’ın karşısındayım zaten. O AK Parti’nin, ikinci partinin Ben birinci partinin genel başkanıyım. Benim şu anda adayım Ekrem İmamoğlu. Erdoğan’ın adayını duymak isterim. Zaten Erdoğan’la karşı karşıyayız. Seçimde yarışacağız. Cumhurbaşkanı adayımız kim olacak? Erdoğan ilan etsin. Benimki şu anda bu kadar büyük bir haksızlık yapılmasına rağmen adayımız Ekrem İmamoğlu. Adayımın diplomasını bırakırsa adayım hazır benim. Yok, diploma üzerinden engellemeye çalışırsa, CHP adayını en katılımcı bir şekilde belirler. Onu yenecek bir aday belirleriz. Benim şu anda Cumhurbaşkanı adayı olma gibi bir iddiam, niyetim ilk günden beri yok ama CHP’nin adayı Erdoğan’ın yenecek güçte olacaktır.”

CEZAEVİ ENGEL TEŞKİL ETMİYOR

Özel, Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığının engellenmesi durumunda CHP’nin ne yapacağı sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“Cezaevi İmamoğlu’nun adaylığına bir engel teşkil etmiyor. Diploma davasında yürütmeyi durdurma kararı çıkarsa İmamoğlu’nun adaylığını nasıl engelleyecekler? Yargı sürecinden her ne kadar hakimler değiştirirse de bu kadar göz göre göre büyük bir hukuksuzluk var, o konuda elimizden geldiği kadar yargı süreçlerini de dikkatli takip ediyoruz. YÖK’ten istenen belgeler, bilgiler ve taleplerin toplamına verilebilecek cevaplar düşünüldüğünde Ekrem İmamoğlu’nun adaylığını 2026’da yapılacak bir seçimde ben çok uzak ihtimal görmüyorum. Çünkü şu anda daha bir siyaset yasağı almış durumda değil.”

“REFERANDUM OLUR”

“Bir üniversitenin boyanması, ring seferlerinin düzenlenmesi için kurulmuş yetkisiz bir kurulunun yaptığı iptalle 15,5 milyon kişinin aday gösterdiği birine mani olmak başka bir maliyet yaratır Erdoğan’a, onu o düşünecek. Ekrem İmamoğlu’nu öyle kısıtlayıp da İstanbul Üniversitesi’nin yönetim kurulu kararıyla kısıtlayıp da seçim kazanmaya kalkarsa İmamoğlu’nun mağduriyetini de ortadan kaldıracak adeta bir referanduma dönüşen bir seçim atmosferini göze alabileceğini düşünmüyorum Erdoğan’ın. Aday bulunur.”

“DIŞ POLİTİKA SAVRULUYOR”

İktidarın dış politikasını eleştiren Özel “Hem savruluyor hem de kimin ne yaptığını kestirmek mümkün değil” dedi ve şunları söyledi:

“Hakan Fidan’ın başka bir yaklaşımı var, İbrahim Kalan’ın başka bir yaklaşımı var. Erdoğan’ın tam olarak ne yaptığı belli değil ama Trump ve İngiltere’yle kurduğu ilişki üzerinden Türkiye’de meşruiyet kazanacağım, bir seçim kazanacağım diye onlara gösterdiği teslimiyetin yarattığı riskler var. Kurduğu ve bozduğu ilişkiler açısından Türkiye’yi çok ciddi bir tehdit altında bulunduruyor. Türkiye’nin engin, dış politika deneyimleri terk edilerek AK Parti’deki aktörler açısından ve o aktörlerin kendi gelecekleri açısından kurdukları ilişkileri bir milli güvenlik tehdit olarak görüyorum.”

“LİBYA UÇAĞININ DÜŞMESİNDEKİ ŞÜPHE ORTADAN KALKMALI”

Özel, Libya Genelkurmay Başkanı’nın da içinde olduğu askeri heyeti taşıyan uçağın düşüşüyle ilgili şüphelerini dile getirdi ve şunları söyledi:

Bu konuda Sayın Bahçeli’nin yaptığı açıklamayı ben uçak düştüğü gün yapmıştım. Erken konuşmamak lazım ama yani bütün yerdeki kontrolleri yapılmış ve bir anda elektrik arızası, oluyor. Ve daha dönmeden, diyorlar ki normal bir arıza olsa süzülerek havaalanına kadar gelmesi lazım, çok kısa süre içinde düşüyor. Bu uçağın firmasının daha önce Libya’ya İrlanda’dan paralı askerler taşıdığı, bu uçağın Hafter lehine savaşan paralı askerlerin bir kısmını daha sonra Ukrayna’da savaşmak için taşıdığı gibi bir mevzu da var. Burada artık bir şüpheyi dile getirmek, komplo teorisyeni olmak değil. Bu şüphelerin ortadan kalkması lazım. Elmadağ’a bir drone gelmiş onu düşürmekle övünüyorlar. Onun buraya kadar gelmesi bir kere bir utanç vesilesi, övünç vesilesi değil. Bir bakıyoruz Kocaeli’de bir drone düşmüş bir drone Balıkesir’de. Şimdi bunların drone düşmüş alarm veriyor, köylüler başına gitmesi haberimiz olmayacak. Öyle bir nokta ki seçtikleri bütün hedefler askeri olarak son derece stratejik hedefler, biri hava üssü, biri deniz üssü, bir tanesi Türkiye’nin Aselsan, Roketsan gibi önemli tesisleri.”