Çoğu insan, gün boyunca telefonuna ne sıklıkla baktığını olduğundan daha az tahmin ediyor. İnsanlar, kendi kullanım alışkanlıklarını genellikle hafife alma eğiliminde oluyor. Oysa yapılan gözlemler, bireylerin telefonlarını tahmin ettiklerinden çok daha sık kontrol ettiklerini gösteriyor. Bu durum, zihinsel kaynakların sürekli olarak bölünmesine ve dolayısıyla bilişsel performansta düşüşe yol açabiliyor.

Telefon Kullanımının Algılanandan Fazla Olması
Örneğin, telefon sürekli olarak dikkati çektiğinde, kişi çevresindeki diğer uyaranlara odaklanmakta zorlanabiliyor. Bu, hem iş hem de eğitim yaşamında verimliliğin azalmasına neden oluyor. Ayrıca, kısa süreli hafıza üzerinde de olumsuz etkiler gözlemleniyor; kişiler, telefonla sürekli etkileşim halinde olduklarında bilgiyi işleme ve hatırlama kapasiteleri sınırlanıyor.

Araştırmaların Bulguları
Birleşik Krallık’taki Nottingham Trent Üniversitesi ve Güney Kore’deki Keimyung Üniversitesi tarafından yürütülen ortak araştırmalar, telefon kullanımının sıklığını ölçerek riskli kullanım seviyelerini belirlemeye odaklandı. Araştırmada, bir kişinin telefonunu günde yaklaşık 110 kez kontrol etmesi, yüksek riskli veya sorunlu kullanım olarak değerlendirildi. Bu durum, sadece kullanıcıların günlük alışkanlıklarını değil, aynı zamanda zihinsel sağlıklarını da etkileyebilecek bir eşiğe işaret ediyor.
California State University, Dominguez Hills’te psikoloji profesörü olarak görev yapan ve emekli olan Larry Rosen ise, ergenler ve genç yetişkinler üzerinde sekiz yılı aşkın süren araştırmalar yürüttü. Rosen’ın çalışmaları, katılımcıların telefonlarını gün içinde ortalama 50 ila 100’den fazla kez kontrol ettiğini ortaya koydu. Uyanık olunan saatler boyunca bu kontrollerin her 10 ila 20 dakikada bir gerçekleştiği gözlemlendi. Bu kadar sık aralıklarla telefonun kontrol edilmesi, bireylerin dikkatini sürekli bölen bir faktör olarak öne çıkıyor.

Dikkat Dağınıklığı ve Kognitif Performans
Sürekli telefona bakmanın en belirgin etkilerinden biri, dikkat dağınıklığıdır. Beyin, birden fazla uyaran arasında sürekli geçiş yapmak zorunda kaldığında verimliliği düşer. Bu durum, özellikle odaklanma gerektiren görevlerde performans kaybına yol açar. Örneğin bir öğrencinin ders çalışırken veya bir çalışanın önemli bir iş raporu hazırlarken sürekli telefon bildirimleriyle karşılaşması, konsantrasyon kaybına ve hatalı sonuçlara neden olabilir.
Araştırmalar, telefon kullanımının sadece dikkat üzerinde değil, aynı zamanda hafıza işlevleri üzerinde de etkili olduğunu gösteriyor. Kısa süreli hafıza, sürekli bölünme yaşandığında bilgiyi etkili biçimde işlemekte zorlanır. Bu da, öğrenilen bilgilerin hatırlanmasını ve gerektiğinde kullanılmasını zorlaştırır. Özellikle genç yaşlarda ve ergenlik döneminde, beynin öğrenme ve adaptasyon kapasitesi yüksek olduğundan, sürekli telefon kullanımı uzun vadede bilişsel gelişimi olumsuz etkileyebilir.

Sosyal ve Psikolojik Etkiler
Sürekli telefona bakmanın etkileri yalnızca bilişsel düzeyde sınırlı kalmaz. Aynı zamanda sosyal ve psikolojik boyutları da vardır. Araştırmalar, sık telefon kullanımının kişiler arası iletişimi olumsuz etkileyebileceğini gösteriyor. Yüz yüze iletişim sırasında bile bireylerin telefonlarına bakma ihtiyacı duyması, sosyal bağların zayıflamasına ve empati kurma yeteneğinin azalmasına neden olabilir.
Buna ek olarak, sürekli bildirimlerle uyarılmak, stres seviyesini artırabilir ve kaygı düzeyini yükseltebilir. Beyin, sürekli bir “alert” durumunda olduğunda, dinlenmeye ve zihinsel yenilenmeye yeterince fırsat bulamaz. Bu durum uzun vadede zihinsel yorgunluk ve tükenmişlik hissine yol açabilir.

Telefon Kullanımını Azaltma Yöntemleri
Bilişsel ve psikolojik etkiler göz önünde bulundurulduğunda, telefon kullanımını kontrol altına almak önemlidir. Araştırmacılar, kullanım sıklığını azaltmanın dikkati ve hafızayı iyileştirebileceğini belirtiyor. Bunun için bazı pratik yöntemler öneriliyor: Bildirimleri Sınırlamak: Sadece acil veya önemli bildirimleri almak, dikkat dağınıklığını azaltır. Belirli Zaman Dilimleri Oluşturmak: Telefon kullanımını günün belirli saatleriyle sınırlamak, sürekli bölünmeyi engeller. Fiziksel Mesafe Koymak: Telefonu belirli bir süre boyunca görüş alanının dışında tutmak, dikkati odaklamayı kolaylaştırır. Dijital Detoks Günleri: Haftada birkaç saat veya gün, telefonsuz vakit geçirmek, zihinsel yenilenmeye katkı sağlar.
Günlük yaşamın vazgeçilmez bir aracı olan akıllı telefonlar, sundukları kolaylıklar kadar riskler de barındırıyor. Araştırmalar, telefonun sık kullanımının dikkat dağınıklığı, hafıza sorunları, sosyal iletişimde aksaklık ve psikolojik stres gibi olumsuz etkiler yaratabileceğini ortaya koyuyor. İnsanlar, telefonlarını ne kadar sık kontrol ettiklerini genellikle hafife alsalar da, bilişsel performans üzerinde ciddi etkiler yaratabileceği göz ardı edilmemeli.
Bu nedenle, telefon kullanımını bilinçli ve kontrollü biçimde sınırlamak, hem bilişsel sağlığı hem de sosyal ilişkileri korumak açısından büyük önem taşıyor. Dikkat, hafıza ve zihinsel performans üzerinde olumlu etkiler yaratmak için küçük ama sürekli adımlar atmak yeterli olabiliyor. Telefonla aramızdaki ilişkiyi yönetmek, modern yaşamın getirdiği dijital stresin önüne geçmenin en etkili yollarından biri olarak öne çıkıyor.

