ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNUNDA;
ÖĞRETMENLERİN EMEĞİ DE DEĞERİ DE YOK SAYILIYOR
ÖĞRETMENLİĞİN İTİBARI YÜKSELTİLMİYOR YOK EDİLİYOR
Cumhurbaşkanının iddialı beyanlarıyla kamuoyuna deklare edilen “Öğretmenlik Meslek Kanunu”, paydaşların katkı ve katılımına kapalı, tepki, eleştiri ve önerilere ilgisiz, muhalefetin tepki ve uyarılarına duyarsız bir yöntemle Meclise sunuldu.
Kanun Yeni Fakat Hükümler Eski ve Eksik
Meslek Kanunu teklifi, amaç, kapsam, yürütme ve yürürlük maddeleri haricinde sekiz maddeden oluşuyor. Ne yazık ve hazindir ki; kanun teklifinin içeriğinde birçok konuya dair hüküm yokken düzenlenen konulara ilişkin hükümler ise hem eski hem de eksik. Meslek Kanunu olarak isimlendirilen kanun teklifinde; öğretmenliğe, mesleğe, mesleğin gereklerine, öğretmen yetiştirme süreçlerine, kariyer basamaklarına, öğretmenlerin mali, sosyal ve özlük haklarına, atama ve yer değiştirme kurallarına, ödül ve disiplin uygulamalarına, eğitim yöneticiliği konumuna ve teşvik kurgularına yönelik bütüncül çerçeve oluşturan bir yasal düzenleme niteliği yok. Esasen sayılan bu konu başlıklarının birçoğuyla ilgili olarak kanun teklifinin içeriğinde madde bir tarafa cümleye hatta kelimeye dahi yer verilmemiş. Sözün özü, anlaşılan o ki; öğretmenlerin emeğini yok saymakta mahir hükümet, öğretmenlik mesleğini yok saymak noktasındaki maharetini de “Meslek Kanunu” ile ispatlamaya çalışıyor.
Kanun Bu Haliyle Öğretmenliğe Saygıyı Değil Öğretmenlerde Kaygıyı Artırır
Anlamsız, yetersiz, gereksiz ve hedefsiz hükümler topluluğu olarak görülebilecek fakat kesinlikle meslek kanunu olarak tanımlanamayacak Kanun teklifi; öğretmenliğe saygıyı ve talebi artırmak bir tarafa öğretmenlerin kaygısını ve derdini artıracaktır.
Hükümet ve AK Parti, toplumun bir çok kesiminin dile getirdiği aday öğretmenliğe, mülakat uygulamasına yönelik tepkilere hak vermediğini kanun teklifiyle teyit ediyor. Sözleşmeli öğretmenliği kaldırmayan, sözleşmeli-kadrolu öğretmen kaynaklı ayırımları bitirme vaadini unutan,
Adı “Öğretmenlik Meslek Kanunu” Aslı “Kamu Görevlisi Öğretmenlerin Hizmet Kanunu”
Öğretmenlik Meslek kanunu adı altında öğretmenlik mesleğine yönelik kapsamlı bir ayrımcılık üretiliyor. Kanun teklifinin içeriğinde özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlere yönelik tek bir hükme yer almıyor. Özel okulları noktasında fiyatlara müdahale edebilen, öğrencilere yönelik teşvik ödemesi gerçekleştiren sistem, bu kurumlardaki öğretmenleri meslek kanunu kapsamında el almıyor. Bir anlamda özel okullardaki öğretmenlerin öğretmen sıfatına son veriyor ve sayıları yüz bini aşan öğretmeni öğretmen olarak kabul etmiyor. Bu haliyle kanun, öğretmenlik meslek kanunu olmaktan ziyade kamu görevlisi sıfatıyla MEB ve diğer kurumlarda görev yapan öğretmen unvanlı personelin hizmet esaslarını düzenleyen “kanunlaştırılarak güçlendirilmiş hizmet yönetmeliği” vasfını taşıyor.
Öğretmenlere Kariyer Fırsatı Sunulmuyor Sınavı Kazanma Şartı Getiriliyor
Kanun teklifiyle öğretmenlik aday öğretmen, öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olarak dört basamağa ayrılıyor. Bu basamakların kariyer basamakları olduğu ise söylemden ibaret. Zira, öğretmen olmak için iki yıla kadar, uzman olmak için on yıl, başöğretmen olmak için yirmi yıllık hizmet süresi yanında sınav şartı getiriliyor. Aynı kanunun bir hükmünde öğretmenlerin ihtisası var fakat bir başka maddesinde ise bunun kanun nezdinde itibarı yok. Çocuklarımızı ve gençlerimizi hayata hazırlamak yerine kariyer için sınava hazırlanmak baskısına maruz bırakılıyor öğretmenlerimiz.
Görevde İken Kariyer Basamaklarını Tırmanan Emeklilikte Kariyeri Sonlanan Öğretmen
Kanun teklifinde, öğretmenlik mesleğine ilişkin kariyer unvanlarının sadece fiilen görev yaparken kullanılacağı, emeklilikte ise kariyer unvanının sonlanacağı ve emeklilikte sadece “öğretmen” unvanının esas alınacağı anlaşılıyor. Zira kariyer unvanlara ilişkin mali hak artışı imkanı “özel hizmet tazminatı puanı” artırılmak suretiyle yapılmakta olup, özel hizmet tazminatı emekli maaşının ve ikramiyesinin hesabında dikkate alınmamaktadır. Bu yönüyle uzman öğretmen ve başöğretmen bir kariyer unvan-kadro olarak değil ilave özel hizmet tazminatı oranı hakkından yararlanma sağlayan unvan olarak tasarlanmıştır. Görevin sona ermesiyle birlikte, kariyerde sonlanmaktadır. Anlaşılıyor ki; öğretmenlik mesleğinin bir kariyer mesleği olarak düzenlenmesini değil öğretmenlere mali hak artışıyla sınırlı kariyer desteği sağlanmasını esas alan bir bakış söz konusudur.
Öğretmen Maaşına Enflasyon Farkının Etkisi Kariyer Farkının Etkisinden Daha Yüksek
Kanun teklifinde uzman öğretmen ve başöğretmen unvanlarının öğretmen maaşlarına etkisi de düzenleniyor. Buna göre öğretmen maaşında, uzman öğretmen unvanı 1.000TL, başöğretmen unvanı ise 2.000 TL tutarında fark oluşturacak. “Yüksek kariyer, yüksek maaş” algısı işletiliyor. Fakat hazin ne kadar hazin bir durumdur ki; 2021 yılı enflasyon farkının maaşlara yansıması bile kanunla öngörülen kariyer farkının yansımasından daha yüksek oldu. Kariyerin sınava dayalı olması gereksizlik, da elde edilen kariyerin sağlayacağı mali, sosyal ve özlük haklarının yetersiz olması ise adaletsizliktir.
Kanun Kariyer Planlarını Örseliyor 3600 Ek Gösterge Vaadini Erteliyor
Kanun teklifinin göstermelik, artırılmış algısal gerçeklik hükümlerinden biri hiç kuşkusuz ki 3600 ek göstergedir. Gönül almak gösterisiyle zaman kazanmak kurnazlığı yapılıyor. Ek gösterge vaadi yasa da hükme geçiriliyor fakat hayata geçmesi 1 Ocak 2023’e erteleniyor. Neden 1 Ocak 2023 sorusunun cevabı da verilemiyor.
Eğitim-Bir-Sen’in Önerileri Dikkate Alınmalı Teklif Eksiklerden Kurtarılmalı
Öğretmenlik Meslek kanunu konusunda konuyla ilgili olan paydaşların sürece katkı ve katılımı sağlanmalıdır. Konuyla ilgili olarak eğitim hizmet kolunun yetkili sendikası Eğitim-Bir-Sen’in hazırladığı rapor, getirdiği eleştiriler, deklare ettiği öneriler mutlaka dikkate alınmalıdır. Yetkili sendika sıfatının bir sonucu olarak öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının beklentilerini, haklı taleplerini seslendirdiği gerçeği üzerinden Eğitim-Bir-Sen’in kamuoyuyla paylaştığı bilgi notu üzerinden teklifte değişiklik yapılması beklentisi karşılanmalıdır.