Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine 59 gün kaldı. Bu süreçte tartışılan konuların başında sandık güvenliği geliyor. Uzmanlar, “Yurttaşlardan siyasi partilere kadar herkes üzerine düşeni yapmalı” açıklamasında bulundu.
SEÇİM GÜVENLİĞİ / SEÇMENLERİN SORUMLULUĞU
Erol TUNCER – TESAV1 Başkanı
Seçimler demokratik rejimin temelini oluşturur. Ülkeyi kimlerin yöneteceği seçimlerle belirlendiği gibi Anayasaları değiştirecek çoğunluklar da seçimler sonucunda oluşur.
Toplum yaşamında bu kadar önem taşıyan seçimler, seçmen iradesini doğru ve eksiksiz olarak yansıtmalıdır. Bunun için seçim sürecinin çeşitli aşamalarında seçim güvenliğinin sağlanması gerekiyor. Seçim sathı mailine (eğik düzlemine) girdiğimiz şu günlerde ülke gündeminin baş konusu da, hiç kuşkusuz, seçim güvenliği olmalıdır.
İktidara muhalif olan kesimlerde, önümüzdeki seçimlerin güvenli koşullarda geçmeyeceğine, her türlü hileye başvurulacağına dair kuşkular, kaygılar yaygın. Hatta kuşku ve kaygıların yer yer ümitsizliğe dönüştüğü görülüyor. Geçmiş seçimlerde yaşananlara bakınca bu kaygılara hak vermemek elde değil. Ancak seçim güvenliği konusunda önde gelen engeli, seçmenlerdeki moral bozukluğunun oluşturacağı unutulmamalıdır.
Önümüzdeki seçimlere ilişkin kaygıları gidermek, olası usulsüzlükleri önlemek üzere alınacak önlemler, yapılacak işler yok mu? Elbette var. Kaygıları bir yana bırakıp bize düşen sorumlulukların gereğini yerine getirmemiz gerekiyor. Kuşku ve kaygıları gidermenin öncelikli gereği budur.
Seçim güvenliği denilince öncelikle seçim günü oy verme ve oy sayımı sırasındaki işlemlerin güvenilirliği akla gelir:
- Oy kullanma işlemlerinde usulsüzlük yapıldı mı?
- Sandıktan çıkan oylar doğru sayıldı mı? Tutanağa aslına uygun olarak geçirildi mi?
- İl ve ilçe birleştirme tutanakları doğru tutuldu mu?
- Elektronik sistem müdahaleye maruz kaldı mı?
Oysa seçim güvenliğini; seçmen kütüklerinin düzenlenmesinden oyların sayım, döküm ve birleştirilmesine kadar uzanan geniş yelpazede ele almak gerekiyor:
- Seçmen kütüklerinin düzenlenmesi,
- Seçim kampanyası süreci,
- Sandık başı işlemleri,
- Oyların birleştirilmesi işlemleri,
- Elektronik sistemin işleyişi.
Seçim güvenliğini zedeleyen en önemli usulsüzlüklerin kampanya sürecinde yaşandığı unutulmamalıdır. Günümüzde bunun çeşitli örneklerini yaşamaktayız. Ancak bu süreç yazımızın konusu dışındadır.
Seçim güvenliğinin sağlanmasını öncelikle siyasi partilerden beklemek gibi bir alışkanlığımızın olduğu kabul edilmelidir. Oysa bu konuda siyasi partilerle birlikte seçmenlere ve örgütlü toplum kesimlerine düşen sorumluluklar ve görevler vardır. Bütün önlemlerin siyasi partiler tarafından alınmasını beklemek doğru olmaz. Bu yazımızda seçmenlere ve siyasi partilere düşen sorumluluklara kısaca göz atmak istiyoruz.
Her seçmen öncelikle kendisinin seçmen listesinde olup olmadığını kontrol etmeli ve isminin listelerde yer almaması halinde itiraz yollarını mutlaka kullanmalıdır. Gerekli kontroller için Yüksek Seçim Kurulu Seçmen Sorgu Sisteminden de yararlanılabilir. Şimdi bir de evimizde kayıtlı olan yabancılar sorunu gündeme geldi. Bunu belirleyip önleyebilmek de seçmenlerin görevleri arasına girmiş bulunuyor.
Seçimlerin 14 Mayısta yapılacağı kesinleşmiş gibidir. Seçmenlerin bir bölümü bu tarihte henüz yazlıklarına gitmemiş olabilirler. Seçmen kayıtları yazlıklarında olan ve o tarihte kışlıklarında olacak seçmenlerin bu kayıtları kışlık evlerine nakletmeleri gerekmektedir.
Seçmenler sistemin işleyişini, itiraz ve şikâyet konularındaki haklarını öğrenmeli ve yeri geldiğinde bu haklarını kullanabilmelidir. Sandıkların açılması esnasında oy sayım işlemlerini izlemeli ve gerektiğinde müdahale edebilmelidir.
Seçim güvenliğinin sağlanması hususunda, kuşkusuz, siyasi partilerin de ağır sorumlulukları vardır. Muhalefet partilerinin bu konuda ciddi çalışmalar içinde oldukları görülüyor.
Partilerden bir beklentimiz de seçmenlerin çeşitli konularda aydınlatılmasını sağlamaları ve yereldeki parti örgütlerinin seçmenlere rehberlik edebilmeleridir. Bunu sağlamak için partilere önerimiz, sandık ya da sokak birimine göre örgütlenmeleri olacaktır. Bu ölçekte örgütlenme, seçmenlerle yakın ilişki kurarak, seçim süreciyle ilgili bilgilerin seçmenlere ulaştırılmasını kolaylaştıracaktır.
Sonuç
- Her seçim elbette önemlidir. Ancak önümüzdeki “Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri” nin önemi her zamankinden fazladır. Bu seçimlerin sonuçları, rejimin ve ülkenin geleceğini derinden etkileyecektir.
- Önümüzdeki süreçte seçmenlerin sorumlulukları, partilerden daha az değildir. Her seçmen, kaygılarını bir yana bırakıp, kendisine düşen sorumlulukları yerine getirmeye çalışmalı ve mutlaka sandık başına giderek oyunu kullanmalıdır.
Seçmenliğin omuzlarımıza yüklediği ağır sorumlulukları yerine getirmenin, ülkemize karşı kaçınılmaz bir borç olduğunu unutmayalım.
1 Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı