En başından beri hep anlatmaya çalıştık. Hatay’ın dinamikleri, yönelimleri, olaylara tepkileri diğer illere benzemez. Üstelik bu kadim şehir deprem felaketini en derinden yaşadı. Resmi olmayan verilere göre Hatay Büyükşehir Belediyesi’ni AKP kazandı. Lütfü Savaş kaybetti. Tüm ülke çapındaki CHP rüzgarını, yurttaşların değişim ve fatura kesme isteğini gördüğümüz yerde, CHP Lütfü Savaş’ta ısrar etmese muhtemelen Hatay’da en başta “kırmızılaşan” illerden olacaktı. Ancak Hatay’da rüzgar “tersinden” esti. Belki de ekilen fırtına biçildi. Büyükşehir’deki bu yanlış ve “kötü” tercih, ilçelerde de olumsuz etki yarattı. Depremden çok etkilenmeyen Dörtyol kazanılsa, Erzin’deki belediye korunsa da kazanılma ihtimali olan İskenderun ucu ucuna kaybedildi, CB seçiminde CHP adayına yüzde 93 oy verilen Samandağ kaybedildi, yine benzer oy potansiyeli olan Defne’de az bir oy farkıyla seçim kazanılırken TKP bu ilçede yüzde 40 oy aldı. AKP’nin en çok kaygılandığı ve Hatay Valiliği’nin özel ikametgah kararı çıkardığı Antakya da keza AKP’de kaldı. Peki ne ve neden oldu? Depremde büyük yıkım yaşayan Hatay ilçeleri, Kırıkhan hariç genelde CHP’nin baskın olduğu yerlerdi. Buralarda zaten genel bir memnuniyetsizlik de vardı. Savaş bu rahatsızlığın merkezindeydi. AKP ve Savaş dışında üçüncü bir aday sürecinin sağlıksız yürütülmesi, TİP’in en başından beri bu konudaki gönülsüz tavrı, seçmeni daha da küstürdü. Erdoğan’ın Hatay’daki muhalif seçmeni hedef alması ters teperek kitlenin bir kısmını sandığa yönlendirdi. Yine Savaş’a tepkiye rağmen genel merkezin adaylık sonrası Savaş’ı yıpratması da bir kesimde Savaş’ı “mağdur” gösterdi ve sandığa yönelttirdi. Ancak büyük bir kesim sandığa giderek ya da gitmeyerek seçimi boykot etti ve dayatmayı reddetti. Kötüler içerisinde en az kötüyü seçti. Çünkü mesele kazanmak ya da kaybetmekten çok daha başka ve insaniydi. Bu konuda da Hataylılar “Sesimi duyan var mı” dedi, maalesef bu konuda da seslerini duyan olmadı. Şöyle örnek verelim. Lütfü Savaş’ın bu seçimdeki oyu 342 bin oldu. 2019’daki oyu ise 490 bindi. Oy kaybı yaklaşık 150 bin. AKP’nin 2019’daki oyu 380 binken bu seçimde 346 bine geriledi. Oy kaybı yaklaşık 35 bin. AKP ile Savaş arasındaki fark yaklaşık 4 bin. Mayıs 2023’teki seçimlerde kentin katılım oranı yüzde 83.2, kullanılan oy 883.992, geçersiz oy ise 13 bin. 31 Mart’ta ise katılım oranı yüzde 75‘te kaldı. Kullanılan oy 816 bin. (Yaklaşık 70 bin) Geçersiz oy oranı ise dikkat çekici biçimde yaklaşık 40 bin. Gökhan Zan’ın aldığı oy ise yaklaşık 16 bin. (Bir önceki seçime göre bile toplam yaklaşık 130 bin. Toplam oy kullanmayan ise yaklaşık 300 bin. ) Bu, onbinlerce yurttaşın sandığa gitmediğini, binlerce yurttaşın ise sandığa gidip, büyükşehirde oy kullanmadığını ya da Savaş’a vermediğini gösteriyor. CHP’ye oy vermemenin kendileri açısından büyük acı olmasına rağmen. Her şey başka olabilecekken, Hataylıların kaygıları, öfkeleri görmezden gelindi. Gelincik tarlasına dönen Türkiye haritasında Hatay sararıp kaldı. Velhasıl Hatay’da, parti değil isim değişti, çünkü zihniyet aynıydı. Ve bu tablo asla Hatay’daki muhalif seçmenin suçu değil. Eğer “Size müstehak” demek istiyorsanız da bu tabirin muhatabı çok olsa bu bileşenlerden birisi asla Hataylılar değil. Lütfen cehennemi yaşayan insanların hassasiyetleri üzerinde daha fazla tepinmeyin. Zaten genel manzara ve Hatay arasındaki fark da bu gerçeği ortaya koyuyor. (Az bir farkla Savaş kazansa da durum farklı olmayacaktı. Hatay’da oy veren yurttaşlar bile sonuçları takip etmemek için elinden geleni yaptı.)
YAZARLAR
TÜMÜ
YORUMLAR