Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet Ozsoy

Keyfilik Değil Tutarlılık Ama Nasıl?

Tutarlı olmak gerek hayatta.

Tabii tutarlılıktan bahsederken hem kendimiz hem de birlikte hareket ettiğimiz kişi ve kurumlar açısından önemli bir erdemden bahsediyorum. Gerçi her geçen günde yeni ve farklı bilgilere ulaşabilmemizin bazen duygu ve düşüncelerimizi etkilediğini de gözlemlemek sıklıkla görülür. Bu etkileşim de davranışlarımızda tutarsızlıklara neden olur.

Her şeye rağmen yine de hepimizin yaşamında bazı sınırlar olmalıdır. Hele hele bir topluluğa önderlik ediyorsak bu sınırlar çok daha fazla önem kazanır. Olaylardan etkilenmek, duygusallık ya da birilerine yaranma kaygısı olmadan tutarlılığımızı korumak zorundayızdır. Yoksa yitirilen tutarlılık toplumun gözünde büyük bir güvensizliğin önünü çok kısa bir sürede açar.

Garip olan toplum olarak siyasetçilerimizden açık ve tutarlı olmalarını beklesek, istesek de siyasetçilerin gerçeği olduğu gibi yansıtmaları yani açık olmaları hoşumuza gitmez hatta onları yetersiz bulmaya da başlayabiliriz bu tutumlarından dolayı. Abartılı söylemler toplumu hemen her zaman hoşnut kılar.

Neden tutarlılık?

Geçenlerde Sayın Özel’in Hükümet ile hemen aynı günlerde belediyelere tasarruf genelgesi gönderdiğini biliyoruz.

Aynı günlerde Sayın Özel memleketi Manisa’da bir açıklama da yapmıştı bu konuda. Her ne kadar tasarruf konusu üzerine daha önce yazdıysam da bu kez tasarruf üzerinden tutarlılık meselesine girip konuyu biraz daha deşmek amacım.

Ne demişti Sayın Özel?

“Her kuruş sosyal belediyecilik için, yoksullar için, dezavantajlı gruplar için harcanacak. Bu kentte birileri açlık çekerken, birileri sefa sürmeyecek. Birileri yoksulluk çekerken, birileri dağda belediyenin yaptırmış olduğu köşklerde, israf masalarında homini gırtlak yemeyecek. Yoksulluk varsa, yoksulluk ortadan kalkana kadar kimse israf, şatafatın, lüksün yaşandığı bir belediyede bulunmayacak”. 

Bu sözlere helal olsun Sayın Başkan demekten başka söyleyeceğimiz yok yok olmasına da. Eleştirmekten kaçındığı adeta onayladığı İstanbul Belediyesinin Roma çıkartması da yenilir yutulur gibi değil. Herhalde israfın dibine vurmak diye buna denir.

Elbette bazı belediyelerde de geçmişten kalan bazı gereksiz ya da açık israf denecek birçok şey iptal edildi. Bunları görmemezlik de edemeyiz. Ama gelen duyumlar yeni israf kapılarının yavaş yavaş açılmaya başladığını da doğruluyor. (Yerel Seçim sonrası Genel Merkez önüne park eden Lüks Başkan araçları da ayrı bir gösterge. B. Çekmece Belediye Binası duyduğumuz kadarıyla bir Saray yavrusu gibiymiş ayrıca İzmir’de 19 Mayıs’ta 2,5 milyonluk konser ve 250 bin TL olduğu söylenen ikramlar).

Tutarlık.

Elbette çok önemli, dedim ya bir yerde size duyulan güvenin anahtarı.

Geçenlerde Gökhan Zeybek ve Selin Sayek imzalı belediyelere yapılacak atamalar hakkında bir bildiri gönderildi.

“Belediye üst yönetiminde, belediye şirketlerinde, bağlı kuruluşlarında ve iştiraklerde gerçekleştirilecek yönetici ve uzman kadro atamaları ile belediye başkan yardımcısı atamaları başta olmak üzere belediyelerdeki personel yönetiminde akrabalık, hısımlık, ticari ilişki gibi sosyal ilişkiler, gerekli liyakat ve deneyim koşulları sağlanıyor olsa dahi, referans ve tercih konusu yapılamaz.”

Peki, bu genelgeyi umursayan oldu mu?

Her ne kadar Sayın Özel geri alınan atamalar la ilintili birkaç örnek sunsa da gelin İzmir’e bir bakalım.

Sayın Tugay’ı canı gönülden desteklemiştim Genel Merkezin Aykut Erdoğdu’yu Genel Sekreter atamasına karşı direnişinden dolayı.

İyi güzel de Erdoğdu’ya karşı çıkan Sayın Tugay Belediye içi atamalarda ne yaptı?

İştirakler Koordinasyonu heyetinde görevli Sayın Ahmet Okyay’ın eşi Prof. Pınar Okyay Genel Sekreter Yardımcısı olarak atandı.

Karşıyaka Belediyesindeki Başkan Yardımcısı Zeki Yıldırım Genel Sekreter yardımcısı olurken eşi Eylem Başar Yıldırım da Basın Halkla İlişkiler Başkanlığına geldi.

Bir diğer akraba ataması da Koleksiyoncu Aybala Yentürk.

Yentürk, Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’nde danışman olurken, Kültürpark’taki İzmir Sanat binasında oda verilen Nejat Yentürk ise, ayrıca Grand Plaza şirketine yönetim kurulu üyesi yapıldı.

 İzmir Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanı Hasibe Velibeyoğlu’nun eşi Koray Velibeyoğlu da Planlama Ajansının başına ve Ege Şehir Planlama Şirketinde de yönetim kurulu başkanlığına getirildi.

Ne diyordu Genel Merkez genelgesi?

Belediye başkan yardımcısı atamaları başta olmak üzere belediyelerdeki personel yönetiminde akrabalık, hısımlık, ticari ilişki gibi sosyal ilişkiler, gerekli liyakat ve deneyim koşulları sağlanıyor olsa dahi, referans ve tercih konusu yapılamaz.

Çok açık değil mi?

Ama ne diyebiliriz ki genelge bir yana, başkanların ilişkileri, tercihleri ya da genel Merkezle uyumları bir yana.

Bazen anlam veremediğimiz şeyler de olmuyor değil. Doğal olarak bu anlamsız şeyler de diğer bir tutarsızlık örneği.

Sayın Tugay geçenlerde Ben İzmir’i bir turizm kenti yapmayı düşünmüyorum. Böyle bir hayalim yok. İzmir’i nitelikli işlerin merkezi olarak hayal ediyorum” açıklaması ile herkesi şaşırttı.

Özellikle turizmciler bu açıklama sonrası şaşkınlıklarını gizleyemediler.  Fazla zaman geçmedi başkan yeni bir açıklama ile ilk söylediklerinin adeta tersini söyledi.

Turizmle ilgili söylediğim birkaç cümle biraz yanlış anlaşıldı ve bununla ilgili bir şeyler söyleme ihtiyacı doğdu. Şehirdeki turizmin gelişmesi elbette istediğimiz, değerli ve anlamlı bulduğumuz bir şey ama bunu yaparken şehrin ekonomik, sosyal, ekolojik dengesini bozmamalıyız.”

Ne diyelim tutarlı olmak gerek, ne söylediğini söylediklerinin ne anlama gelebileceğini tartmak gerek. Hele hele dört buçuk milyonluk bir kenti yönetiyorsanız.

10.06.2024

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER