Türk milleti için Kıbrıs adasının tarihi, uzun ve zorlu bir mücadele öyküsüdür. 1950’ler ve 60’lar, adada siyasi gerilimlerin arttığı dönemlerdi ve Türk toplumu ayrımcılıkla ve dışlanmayla karşı karşıya kaldı. Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT), Türklerin haklarını savunmak için önemli ve etkin bir rol üstlendi.
1974 yılı, Kıbrıs Türk toplumu için dönüm noktası oldu. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ndeki (GKRY) Yunanistan destekli darbe sonrasında Türkiye’nin gerçekleştirdiği Barış Harekatı ile adanın kuzeyinde Türk kontrolü sağlandı. Bu harekat, Kıbrıs Türkleri için bir kurtuluş ve güvenlik operasyonu olarak kabul edilirken, Türkiye’nin o dönemki Başbakanı Bülent Ecevit’in liderliği bu süreçte belirleyici oldu.
Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş, Kıbrıs Türk halkının önde gelen liderleriydi ve Türkler’in ada üzerindeki varlığını koruma mücadelesinde kritik rol aldılar. De. Küçük, Geçici Kıbrıs Yönetimindeki Başkan yardımcılığı görevini 1973 yılında Denktaş’a bıraktı ve sonrasında 20 Temmuz 1974 tarihinde Barış Harekatı yapıldı.
Dr. Fazıl Küçük ve R. Rauf Denktaş’ın liderliğinde Kıbrıs Türk Federe Devleti 13 Şubat 1975 tarihinde kuruldu ve sonrasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) 15 Kasım 1983 tarihinde ilan edildi. Devlet’in ilk Cumhurbaşkanı Denktaş oldu.
Bugün, Kıbrıs adası hala iki ayrı yönetim altında bölünmüş durumda: Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve KKTC. KKTC’nin uluslararası alanda tanınması, adanın siyasi ve ekonomik istikrarı için kritik bir öneme sahiptir. Bu tanınma, Kıbrıs Türk halkının haklarını uluslararası toplum nezdinde güvence altına alacak ve adanın tarihsel olarak şekillenen iki bağımsız devlet olarak varlığını kesinleştirecektir. Aynı zamanda, KKTC’nin tanınması uzun vadeli barışın ve bölgesel istikrarın sağlanması için önemli bir adım teşkil etmektedir.
Özgür Özel, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olarak yaptığı açıklamalarda “yurtta barış, adada barış, dünyada barış” ilkesini vurgulayarak, Kıbrıs ziyaretine hazırlanmaktadır. Bu ziyaret, adanın mevcut durumunu değerlendirmesi ve Kıbrıs Türk halkının haklarını uluslararası alanda güçlü bir şekilde savunması açısından önemli bir fırsattır. Özgür Özel’in yapacağı açıklamalar, Kıbrıs sorununun çözümüne katkıda bulunacak ve taraflar arasındaki diyaloğun güçlenmesine destek olacaktır.
Türk Dünyası Teşkilatı ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nda KKTC’nin benimsenen varlığı, Kıbrıs Türk’ünün etkisini artırmasına ve varlığını ifade etmesinde vasıta olacaktır. Uluslararası toplumun, KKTC’nin haklı taleplerini göz önünde bulundurarak adada uzun vadeli barış ve istikrarın güvence altına alınması için daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğini vurgulayan Özgür Özel, adanın geleceği için umutlar yeşertmektedir.
1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile Kıbrıs Adası’nda Türk milleti için huzur ve güven sağlanmıştır. Barışın devamlılığı, Türk Askerinin Ada’daki varlığına bağlıdır.
Barışın nasıl sağlanacağı, Filistin meselesinde alenen görülmüştür. Hakim devletlerin barışa ve adalete, insan haklarına ve temel hürriyetlere hangi gözle baktıklarını net şekilde görüyoruz. Onbinlerce çocuk öldürülürken, barışın devamlılığından bahsedebilmek için, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Türk Askeri’ne ihtiyaç var.
Özgür Özel, KKTC ziyaretinde net ve belirleyici ifadeler kullanarak, sürekli barışın ne şekilde sağlanabileceğini anlatması gerekecektir.
Tabi bunları yaparken, Türkiye’nin mevcut Cumhurbaşkanı ve yönetimi ile de diyalog içinde olmasında fayda var. Onları yok saymak ve sadece muhalefet etmiş olmak için sert bir üslup kullanmak her zaman sonuç getirmez. Yumuşama ve işbirliği adımının KKTC için de denenmesi gerekebilir. Umarım bu ziyaret sadece bir turistik gezi olarak zihinlerde kalmaz.
YORUMLAR