Konut talebinin bir bahane olarak kullanıldığını vurgulayan Kara,
“Deprem nedeniyle, 11 ilde konut talebinin olağandışı biçimde
arttığı bir giz değil. Bunu söylediğiniz zaman, yaptığınız yanlış işleri
meşru kılmıyorsunuz: İnsan sağlığı ve ekolojik denge gibi yok
sayılamayacak gerçekler var. İnsanlar, ev sahibi olmak uğruna toz
solumaya, hastalıklara maruz kalmaya, nesiller boyunca
yetiştirdikleri ağaçların sökülmesine katlanmamalı. Defne ilçemizde
bulunan Dekuk Şelalesi, şehrimizin en önemli doğal varlıklarından
birisi idi. Bu benzersiz şelale, kimin yaptığı belli olmayan
patlatmalar sonucunda, artık yok. Görüntüler şelalenin büyük bir
hasar aldığını gösteriyor. Beton ihtiyacı bahanesiyle yurttaşların
sağlığını ve doğal varlıkları tehdit eden işlere imza atanlar, nasıl bir
suç işlediklerinin farkında değil. Ev yaparken o evlere oturacak
insanları belki tedavisi olmayan hastalıklara mahkum ettiklerini,
yaşanacak bir çevre bırakmadıklarını göremiyorlar. Tek ölçü, üretim
miktarı ve kar marjları. Buradan soruyoruz: Hatay’da şirketlere bu
cesareti, bu kanun tanımama hakkını kim veriyor?” diye konuştu.
YILDIRIM KARA: VALİLİĞİ VE İLGİLİ KURUMLARI
ÖNLEM ALMAYA ÇAĞIRIYORUZ
Bunu Yayladağı’na bağlı Bozlu’da da temaşa ettik. Ağaçlar beyaz bir
toz örtüsüyle kaplanmış, hayvanların bile nefes alamaz hale geldiği
bir iklim ortaya çıkmış. Sebebi bu küçük köyün etrafına açılan
maden ve taş ocakları. Şirketler, “ÇED gerekli değildir” kararından
cesaretle, topraklarımızı kazmanın hırsı içerisinde. Valilik ise
neredeyse her ilçemizde patlatmalar, tozuma, hava kirliliği kaynaklı
şikayetlere göre harekete geçmekte ya isteksiz ya da yetersiz. Kaldı
ki onlar da Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı aracılığıyla,
kendi taş ve maden ocaklarını da işletiyor. Ocak ve mart ayları
arasında, Yayladağı’nda yer alan 7 adet proje için ÇED süreci
başlatılmış; bunların 3’ünde “ÇED gerekli değildir” kararı alınmış.
Valiliğin 18 Ağustos tarihli raporuna göre, sayısı 27 olan taş
ocaklarına 22 ham madde üretim tesisinin ilave edildiği açıklanmış.
Bunun agrega fiyatlarının düşürdüğü de not edilmiş. Agrega
fiyatlarını düşürmek, inşaatların kaynak ihtiyacına cevap vermiş
olabilir. Fakat solunum yolu hastalıklarının, yok edilen bitki
örtüsünün, olası yaralanmaların, tahrip edilen doğal varlıkların
bedelini kim, nasıl belirleyecek? Valiliği ve diğer yetkili kurumları,
şirketlerin sınır tanımayan aç gözlülüğüne karşı önlem almaya;
bunu da ivedilikle yapmaya davet ediyoruz. Bunun için Bozlu’yu
toza ve kirliliğe boğanları tespit edip cezalandırarak işe
başlayabilirler” dedi.