İki Keklik Türküsü’nün Hikayesi
Türkü Balıkesir’li Mehmet Şevket Efendinin karısı
Şöhret Hanım tarafından yazılmıştır.
Şöhret Hanım Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı Güre köyündendir.
Şöhret hanım kocasından dolayı oldukça zengindir. Zeytin toplamaya bile oldukça lüks cam topuklu ayakkabılar ve gösterişli kıyafetler giyerek giderdi.
Zekeriya isimli oğulları ise Enver Paşa komutasında vatani görevini yapmak için Sarıkamış’a gider.
Günler zorlu hava şartlarında kar üzerinde yürümek vatani görevini yapanlar için oldukça zor geçiyordu.
Öyle ki askerler kendi yollarını kar üzerinde yürümek için kendileri açardı. Zekeriya bir gün yine karda yol açarak yürürken kar kuyusuna düşüp şehit olur.
Annesi Şöhret Hanım ise bu kötü haberi kekliklerin sesleri arasında alır.Keklik sesleri arasında bu acıklı türküyü ağıt gibi yazmak ise Şöhret hanıma düşer.
İki keklik bir kayada ötüyor
Ötme de keklik derdim bana yetiyor
Annesine kara da haber gidiyor
Yazması oyalı kundurası boyalı
Yar benim aman aman yar benim
Uzun da geceler yar boynuma sar benim
İki keklik bir dereden su içer
Dertli de keklik dertsizlere dert açar
Buna kara sevda derler tez geçer
Yazması oyalı kundurası boyalı
Yar benim aman aman yar benim
Uzun da geceler yar boynuma sar benim
İki keklik bir kayada yaslanır
Teke de bıçak gümüş kında paslanır
Bir gün olur deli de gönül uslanır
Yazması oyalı kundurası boyalı
Yar benim aman aman yar benim
Uzun da geceler yar boynuma sar benim..
Rabbim Bu Kelamlardan Bizleri Eksik Bırakmasın ,
YORUMLAR