Ülkenin en karanlık davalarından biri başladı. Emanet edildikleri hastanelerde para için bebekleri ölüme terk edenlerin sadece 47’si hakim karşısına çıktı. En az 12 bebeğin ölümüne yol açan sistem, o sistemin en başındakiler, bakanlar, il sağlık müdürleri sanık listesinde yoktu. Onlar yargılanmadan bu dava bitmez.
En az 12 bebeğin ölümüne yol açan Yenidoğan çetesi davası başladı. İstanbul’da, 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışanlarla birlikte bebek acil hastalarını anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ortaya çıkarılan ‘yenidoğan çetesi’ sanıkları hakim karşısına çıktı.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince konferans salonunda görülen duruşmada, tutuklu sanık Fırat Sarı’nın da aralarında bulunduğu, 22 tutuklu sanık, 19 tutuksuz sanık ve tarafların avukatları hazır bulundu.
Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Duruşmada, TBMM Adalet Komisyonu Üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile bazı baro başkanları, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları ile bazı siyasi partilerin temsilcileri ve çok sayıda avukat yer aldı.
MAĞDUR AİLELER TEPKİ GÖSTERDİ
Duruşma salonuna, sanık avukatları dışında kimse alınmayınca mağdur aileler tepki gösterdi. Mağdur annelerden birisi, “12 bebekten Mira bebeğin annesiyim ben. Benim canım yanıyor. Evladım toprak altında. Bari bizi alın” diyerek tepkisini dile getirdi.
Görevlilerin dışardaki ailelere yaptığı açıklamada, “Dosyadaki müşteki sayısı 6. O kişiler içerde. Dosyada birleşme kararı alındığında buradaki müştekileri de alacağız” dedi. Salon dışında gerilim yaşandı. Tepkilerin ardından mağdur 2 anne duruşma salonuna alındı.
İstanbul Barosu’ndan avukatı Ömer Kavili, mahkeme başkanını yanlış tutanak tutulduğu gerekçesiyle ikaz edince dışarı çıkarıldı. Kavili, “Bu dava sağlık sisteminin çöktüğü davadır. Suçüstü belgesidir. Duyulmasını istemiyorlar” diyerek tepki gösterdi.
‘ALTI BEBEĞİN DOSYASI NEREDE YANIT VERİN’
Duruşmada konuşan mağdur çocuklardan birinin avukatı “Sanık Fırat Sarı, kaç yıldır bu işi yapıyor, kaç yıldır insanları öldürüyor? Dosyada 19 çocuktan 6’sı eksik. Bu 6 çocuk hakkında takipsizlik kararı mı var? Biz bu dosyada doğrudan taraf olmasak da soruşturma aşamasında tarafız. Müvekkil, CİMER’e şikayetini yapmış savcılık soruşturmaya başlamış” dedi.
ÇETE LİDERİNİN AYLIK GELİRİ 400 BİN TL
Kimlik tespitiyle başlanan duruşmada tutuklu çete lideri Fırat Sarı, bekar ve 2 çocuk sahibi olduğunu belirtti. Klinik doktorluğu yaptığını anlatan Sarı, aylık gelirini ise 400 bin lira olarak beyan etti.
Kimlik tespiti yaklaşık 2,5 saat sürdü. Savcılık makamı, doğrudan mağdur olmayanların müdahillik talebinin reddini istedi. Barolar dahil tüm davaya katılma talepleri reddedildi. Bir sanık avukatı “Dosya medyatik oldu. İddianameyi sosyal medyada gördük. Ciddi töhmet yaratıldı. Siyasi şov haline geldi ve ciddiyetini kaybetti. Siyasi partilerin katılım talebini reddedin” ifadelerini kullandı.
“BEBEĞİMİZ 5,5 AY KUVÖZDE TUTULDU”
Duruşma için adliyeye gelen ailelerden biri de Yener ailesi. Bebekleri Maya’yı kaybeden anne İmren Yener, 2021’de CİMER’e ilk şikayeti yapan ailelerden biri olduklarını söyledi. Yener yaşadıkları süreci şu sözlerle özetledi: 2021 yılının Mart ayında hastalandım Doğa Hospital’a gittim. Acil doğuma alınmam gerektiğini söylediler. Burada yer yok İstanbul’da sadece Güney Hastanesi’nde yer varmış, beni ambulansla oraya sevk ettiler. Burada doğum yaptım. Çok az bir oksijene ihtiyacı var deyip bebeği kuvöze aldılar. Çıkacak diyerek kandırdılar. Doğumumu yaptıran doktor “Çok sağlıklı bebek, neden aldılar kuvöze?” dedi. Daha sonrasında akciğerinde sıkıntı var dediler. Sonra o bitti genetik rahatsızlığı var galiba diye diye altı ay boyunca kuvözde tuttular.
“BEBEĞİMİZ SAĞLIKLIYDI”
O süreçte hiç ödeme yapmadık. Sadece genetik testler için ödeme yaptık. SMA olabilir dediler hiçbir şey çıkmadı. Bebeğimiz 5.5 aylıktı Beylikdüzü Medilife Hastanesi’ne sevk ettiler.” O hastanede bebeğinizi iyileştireceğiz dediler. Sonra “Pompe hastalığı var, 4 aya ölür” dediler. Bir test yapmadıklarını söyledim. Sonra Reyap Hastanesi’ne gittim. Genetik uzmanı doktor Hatip bey var “Bu çocuğun hiçbir şeyi yoktu ben Fırat Sarı’ya söyledim. Kilo alsa iyileşecek zaten çıkacak” dedi. Bir sonraki gün görüşmeye gittik bize ölüm haberini verdiler. Orada anladık bir anormallik olduğunu. CİMER’e şikayet ettik hemen. Beylikdüzü İlçe Sağlık Müdürlüğü aradı, görüşmeye gittik. Burada “Biz bu kişilerin mailleşmelerini yakaladık. Bebeğinizin hiçbir şeyi yokmuş, enfeksiyondan ölmüş. Siz hemen dava açın bizde arkanızda olacağız biz de dava açıyoruz” dediler. Davamız hala sürüyor. Yeni soruşturmada yokuz ama 2022 nisanda açılmış soruşturmamız var. Ben başka bebek ölmesin diye uğraştım ama olmadı. Bu davaya da müdahil olmak istedim ama avukatımız ayrı ilerlesin dedi.
KASTEN ÖLDÜRME YOKMUŞ
47 sanığın yargılandığı davada çete lideri Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve 11 kez uygulanmak üzere “resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis isteniyor. Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor. Soruşturma kapsamında, İstanbul’da 9, Tekirdağ ve Çorlu’da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmişti.
BU DAVA 47 SANIKLA SINIRLI OLAMAZ
Yenidoğan çetesi yargılamasının başlamasına ilişkin partilerden yapılan açıklamada sadece 47 sanığın değil sistemin, bakanların sorumluluğuna dikkat çekildi.
• SOL Parti: Hepiniz gidin
Sağlığı para kazanma kapısı yaptınız, özel hastane sahibi bakanlarınızla kaynakları aktardınız. Münferit değil yenidoğan çetesi sizin eseriniz, hepiniz sorumlusunuz. Sağlıkta ve hele yoğun bakımda taşeron olmaz. Sağlık ticarete konu edilemez, sermayenin kar hırsına terk edilemez. SGK’nın özel hastanelerden öncelikle yoğun bakım olmak üzere hizmet alınımına son verilmeli. Yoğun bakım servisleri acilen kamulaştırılmalı. Sağlıkta ticarileşmeye ve kamu kaynaklarının özel hastanelere aktarılmasına son verilmeli.
• EMEP: Suçlu sistem
Bu davada da ailelerin ve avukatlarının taleplerinin öncelenmesi ve basın emekçilerinin davayı takibi konusunda hiçbir engelin çıkarılmaması temel bir koşuldur. Bu dava, piyasacı, özelleştirmeci, sağlıkta dönüşüp politikalarının yargılandığı bir dava olmalıdır. Bu da ancak, duruşma salonunda demokratik bir yargılamanın koşullarının sağlanmasıyla mümkün olabilir. Sermaye iktidarının piyasacı sağlıkta dönüşüm politikalarıyla mücadele eden partimiz, bu davanın sonuna kadar takipçisi olacaktır.
• CHP: Skandallar zinciri
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir: Burada 47 sanık yargılanacak ama bu olay 47 sanıkla sınırlı değil. Burada ağır bir sistem sorunu var. Başından başlayarak neresinden tutsanız elinize gelen bir skandallar zinciri var. Burada Sağlık Bakanı, zamanın İl Sağlık Müdürü, ilgililer, denetlemeyenler, görevlerini yapmayanlar onlara çatır çatır para ödemeye devam edenler ve bu suç çetesine bu şekliyle arka çıkanlar birinci dereceden suçludur.
∗∗∗
2024 YILINDA SGK DURUMU
• SGK’nin sağlık ödemeleri, özel ve kamu hastanelerine göre büyük farklılık göstermekte.
• SGK, 2024’ün ilk altı ayında özel hastanelere hasta başına yaklaşık 3 kat daha fazla ödeme yapmış.
• Özel hastanelere başvuran hasta sayısında ve oranında azalma olmasına rağmen SGK’nin özel hastanelere yaptığı birim ödeme artmakta.
• SGK’nin özel hastanelere hasta başına yaptığı ödemenin ortalama ödemeye oranı 2012’de yüzde 105 iken 2024’ün ilk altı ayında yüzde 153 olmuş.
• SGK hasta başına özel hastanelere her geçen yıl daha fazla para ödemekte.
• 2012-2024 döneminde hasta başına birim ödeme devlet ikinci basamak hastanelerinde yüzde 469, devlet üçüncü basamak hastanelerinde yüzde 518, üniversite hastanelerinde yüzde 648 artmıştır. Aynı dönemde SGK’nin özel hastanelere hasta başına birim ödeme artışı yüzde 940 olarak gerçekleşmiş.