Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Cumartesi Anneleri: Hakikat ve Adalet Arayışının Türkiye’deki Sembolü

Cumartesi Anneleri: Hakikat ve Adalet Arayışının Türkiye’deki Sembolü Cumartesi Anneleri/İnsanları,

Cumartesi Anneleri: Hakikat ve Adalet Arayışının Türkiye’deki Sembolü

Cumartesi Anneleri/İnsanları, Türkiye’de özellikle 1980’li ve 1990’lı yıllarda gözaltında kaybedilen veya faili meçhul siyasi cinayetlere kurban giden yakınlarının akıbetini sormak ve adalet talep etmek amacıyla bir araya gelen bir topluluktur. Bu hareket, Türkiye’nin en uzun soluklu, en barışçıl ve en sembolik sivil itaatsizlik eylemini sürdürmektedir.

Kimdir Bu İnsanlar ve Nasıl Başladılar?

Cumartesi Anneleri hareketi, büyük bir acı ve adalet arayışıyla doğdu. Eylemler, ilk kez 27 Mayıs 1995 tarihinde İstanbul’daki Galatasaray Meydanı‘nda başladı ve o günden bu yana her cumartesi günü aynı saatte (12:00) devam etti (yasaklı dönemler hariç). Hareketin başlangıcı, 1995’te gözaltına alındıktan sonra kaybolan ve işkence görmüş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulunan Hasan Ocak‘ın ailesi ve arkadaşlarının adalet arayışına dayanır. Hasan’ın annesi Emine Ocak, mücadelenin sembolü haline gelmiştir. Bu mücadele, Arjantin’deki diktatörlük döneminde çocuklarını arayan Mayıs Meydanı Anneleri’nden (Madres de la Plaza de Mayo) ilham almıştır.

Topluluk, sadece annelerden oluşmaz; kayıp yakınlarının babaları, eşleri, kardeşleri ve çocukları ile insan hakları savunucuları da bu eylemlere katıldığı için “Cumartesi İnsanları” olarak da anılmaktadır.

Cumartesi Anneleri’nin Tek Talebi: Hakikat ve Adalet

Bu barışçıl eylemlerin temel amacı ve değişmeyen tek talebi vardır:

  1. Hakikat: Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetinin (nerede olduklarının ve başlarına ne geldiğinin) devlet tarafından açıklanması. Kayıpların mezar yerlerinin bulunması.
  2. Adalet: Gözaltında kaybetme suçunu işleyen, emrini veren ve buna göz yuman devlet görevlilerinin yargılanarak cezalandırılması ve bu tür suçlarda görülen cezasızlık uygulamasına son verilmesi.

Eylemler, genellikle kayıp yakınlarının fotoğraflarını ve kayıp oldukları tarihin yazılı olduğu karanfilleri veya beyaz başörtülerini taşıyarak sessiz bir oturma protestosu şeklinde gerçekleştirilir. Her hafta bir kayıp yakınının hikayesi kamuoyuna anlatılır.

Yıllar Süren Direniş ve Uluslararası Etkisi

29 yılı aşkın süredir devam eden bu mücadele, Türkiye’nin insan hakları tarihinde önemli bir yere sahiptir. Eylemler, yıllar boyunca polis müdahaleleri, yasaklar, gözaltılar ve ağır baskılarla karşılaşmıştır. En uzun yasak, 700. haftadan (Ağustos 2018) itibaren başlatılmış ve Galatasaray Meydanı’na girişler uzun süre engellenmiştir. Buna rağmen Anneler, meydan çevresinde ve farklı yerlerde toplanmaya devam ederek adalet arayışlarını sürdürmüşlerdir.

Cumartesi Anneleri’nin barışçıl ve kararlı mücadelesi, uluslararası alanda karşılık bulmuş ve 2013 yılında Uluslararası Hrant Dink Ödülü gibi prestijli ödüllere layık görülmüştür.

Cumartesi Anneleri, devlet şiddeti ve cezasızlık olgularına karşı Türkiye toplumunun vicdanını temsil eden, kaybolanların sesini inatla yükselten, yaşayan bir toplumsal hafıza simgesidir.