Yanan Yeşilimiz Değil, Geleceğimiz…

Günlerdir ülkemizin her bir köşesinden  yangın haberleri ile başlayıp endişe ve üzüntü ile yaşamlara son veren, başladığında önlenemez bir hız ile zamanla yarış başlar.

Nice canların yok olduğu yaşam denen döngüde, bazı haber bültenlerinde ve gazetelerde şükür can kaybı yok…!!!

Canlı olarak sadece insan mı ki; ya binlerce çeşit endemik bitkiler, “Hayvan” diye adlandırdığımız acısını dile getiremese de giden o canlar!!!

Bu ülkede herkesin duyup etkilenip sonrasında unuttuğu  o canlıların sesi, feryatları, acı ile haykırışları buna ne demeli? İlgili yetkililer ve konunun uzmanları çıkan yangınların % 85 inin insan kaynaklı olduğu konusunda hemfikir, bu teze bende katılıyorum.

Cahil okumaktan ve utanmaktan yoksun, duyarsız bir cehalet ormanlarımıza ve canlarımıza kast etmekte…

Yıllardır anız yakmanın getirdiği sonuçları anlata anlata, yaza yaza biz yazmaktan usanmadık velakin bu hataya ve aptallığa devam edenlere tek cümlem var ALLAH C.C. akıl, fikir ihsan etsin…

******************

Aynı anda dakikalarda başlayan, kast ile hareket eden hainlerde var; maalesef hiç bir ülkede bu kadar çok hain bir arada bulunamazmış; iyi de sayın siyasiler laf icraat söylemlerde devamlı kaba bir hitabet ile suçlamalar yapmasına ne demeli ? Bu tür durumlarda siyaset olmaz; birliktelik olur Baylar / Bayanlar;  siyasi figürler….

Farklı bölgede zamanlanmış gibi başlayan o cehennemi andıran görüntüler hiç mi içinizi acıtıp yakmaz?

Yoksa ölen ölür kalan sağlar bizimdir mantığı mı? öyle ise yazıklar olsun….

Haber merkezimize gelen yüzlerce foto ve videolara bakınca ürperti duymaktayım , o an ne kadar paranız , ekipmanınız olsa da kolay olamayan bir mücadele ile cansiperane ile müdahale eden baba yiğitlere, “yav yattıkları  yerden aldıklarını beğenmiyorlar” diye aşağılamak nedendir ? Bu nasıl bir vicdansızlıktır.

Bu tüm kötü koşullara rağmen bazen bir yiğit çıkar ortaya; malı mülkü ve hatta canını dahi feda edecek kadar sevdalıdır, bu topraklara geçen hafta Bilecik, Sakarya, Eskişehir’e akabinde Afyon sınırlarına dayanan bir cehennem bölgesi,

baktı ki ekip, ekipman yetersiz lakin bir şeyler yapması gerekiyor,

vatanı yanıyor, içinin yandığı gibi yerinde duramıyor , atalarımızın yadigarı elden gidiyor tereddüt  etmeden

bazılarının sadece bina, inşaat için kullanıldığını zannettiği beton pompalarını ve beton mikserlerini kullanma fikri doğdu; yerinde ve övgüyü hak edecek dahiyane fikri ile mücadeleye destek vermeye koştu. Nasıl, niçin , neden demeden ve sonrasını düşünmeden, Rahmetli ATATÜRK‘ün sonrasını düşünenler KAHRAMAN olamazları, kahraman olmayı tekrar yaşattığı için Sakarya / Arifiye’de iş yapan o koca yürekli VEDAT BALTAOĞLU bey’e sonsuz minnet ve şükran duyuyorum.

Bu koca yürekli adam örnek ve ilham oldu ülke gündemine; balık hafızalı toplum olmamak için bazı olay ve kişileri canlı tutmak gerek…

Beklentim Sayın Cumhur Başkanı ERDOĞAN‘ın bu asil düşünce ve yürekli kişiyi onure etmesidir.

Uçak az; alınır…

Helikopter az; alınır…

Ekip/ekipman az; tamamlanır…

Yeşilimiz heba oldu, el birliği ile yeşertilir…

Tarumar olan vatanı el ele; bilek bileğe verirsek, gönül gönül’e değerek yüceltebiliriz,

Sözün özü ise bu tür vatan sevgisi ile çarpan kalpleri unutturmamalıyız…

Teşekkürler Sevgili Vedat BALTAOĞLU ne mutlu ki sizin ile bu ülkede olmak…..